Eğitimi belirleyen temel ölçütler ve işlevleri, eğitim teriminin farklı kullanım biçimleri ve eğitimin amaçları özellikle birinci amaçlara hizmet eden, aydınlanma anlamında eğitimin belirleyici unsurlarına ya da temel ölçütlerine götürür. Bununla beraber, söz konusu ölçütleri ele almaya geçmeden önce, bir noktanın altını kalın çizgilerle çizmenin, eğitim kavramını olduğu kadar, “eğitimli kişi”yi de açıklama noktasında faydası olabilir. Bu nokta ya da husus da eğitim teriminin bir “kazanım”, “başarı” ya da “edinim” terimi olması olgusundan meydana gelir.
- Eğitim kavramı, tıpkı “kazanmak”, “bulmak”, “varmak”, “iyileştirmek” kavramları gibi bir başarı ya da edinim kavramı olup onun doğrudan doğruya karşılık geldiği bir fiil ya da eylemlilik yoktur.
Yani “eğitim” demek öğretmek, terbiye etmek, okula gitmek, araştırma yapmak demek değildir.
Eğitim, çok büyük ölçüde bütün bunlar yapıldıktan sonra ortaya çıkan zihinsel durumda ya da kendini gösteren vizyonda karşılık bulur ve zuhur eden ahlaki karakterde yansıma bulur.
Bu olgu ve ayrımın, eğitim kavramının anlamını açıklığa kavuşturma sürecinde, eğitim kurumlarına ya da okullarda verilen derslere müracaat etmek yerine kişinin karakteristikleri ya da özellikleri üzerinde yoğunlaşmaya götürme gibi avantajı vardır.
Eğitimi belirleyen temel ölçütler: Değer, Bilgi, Usul
Eğitimin üç temel ölçütü, sırasıyla değer, bilgi ve usul ölçütüdür.
Değer ölçütü:
- Eğitimi belirleyen temel ölçütler listesinde en önemlisi, pek çok eğitim felsefecisine göre değer ölçütüdür, yani onun istenen bir şey olmasıdır.
eğitim, değer açısından hiçbir şekilde nötr bir kavram değildir; zira eğitim almak son derece değerli ve istenir bir şeydir.
- Bu bağlamda bir kimsenin eğitimli olduğunu, belli bir eğitim aldığını fakat iyi yönde hiçbir değişme kaydedemediğini söylemek bir çelişki meydana getirir.
Başka bir anlamla, eğitimin her koşul altında birtakım normatif içerimleri vardır ve o, eğitilen kişiye en azından değerli birtakım şeylerin, bilerek ve istenerek ahlaki açıdan meşru ve kabul edilebilir birtakım yollarla aktarılmasına işaret eder. Eğitimde özü itibariyle ya da hakikaten değerli olan bir şeyler elde edilir, aktarılır ya da kazanılır.
- Bu ise elbette eğitimin bizatihi kendisinden dolayı istenen bir şey olduğu, söz gelimi iyi bir sosyal statü elde etmek ya da geçerli bir meslek sahibi olmak benzeri birtakım dışsal ya da arızi iyiler için salat bir araç olmadığı anlamına gelir.
Çünkü eğitim sayesinde, gerçek bir terbiye yoluyla kazanılan bilgi ve vizyon kişinin en belirleyici yön ya da özellikleri haline gelirken onun değer dünyasını, bu hayatta neyin ne yüksek değere sahip olduğuyla alakalı kavrayışını doğrudan şekillendirir.
- Bilgi ölçütünü belirleyen ve tamamlayan ölçütler genişlik ve derinlik ölçütleridir.
Bilgi ölçütü:
Eğitimde ikinci ölçütü bilgi ölçütüdür.
- Eğitimli insanların bilgili, bilgi sahibi insanlar olduklarını gözlemleriz, ancak bazı iyi eğitimli insanlar, sahip oldukları derin ve engin bilgiyle kendilerine hayran bıraktırırlar.
- Bu durum eğitim kavramının bir parçasını meydana getirir ya da onunla alakalı tanımsal bir doğru oluşturur.
kişinin hem eğitimli hem bilgisiz olması, mantık yönünden imkansızlığa karşılık geldiği için düşünülemez. Ancak bu noktadaki eğitim, okul ya da teknik- teori bilgi anlamında değil, pek tabii.
- Eğitimin bilgiyi gerektirdiği ama eğitimli olmanın derinsel bir anlam paydasında uzamının -okul hayatından- öte- olmakla beraber, eğitim için ne kadar ve ne tür bilgilerin gerekli olduğu açık değildir.
Eğitim felsefecileri bu bağlamda, genel bilgi ölçütüne belirleme kazandıran iki ek ölçütten daha söz ederler. Söz konusu ölçütler genişlik ve derinliktir.
eğitimli bir kimsenin sağlaması gereken bir ölçüt olarak bilgi yönünden genişlik ölçütüyle anlatılmak istenen, sahip olunması gereken bilgi miktarından ziyade, bilgi türleridir.
- Buna göre, eğitimli kişinin sadece belli bir meslek bilgisiyle yetinmeyip belli bilgi türlerine sahip olması gerekir.
- taşlarla ya da böceklerle ilgili olarak her şeyi bilen fakat estetik, etik ya da tarihle ilgili olarak hiçbir şey bilmeyen bir bilim adamının aslında ne kadar iyi yetişmiş olursa olsun, eğitimli biri addedilmesi doğru olmaz.
Pozitif bilim ya da ideoloji alanında dünya çapında bir alim olan fakat sosyal bilim ya da toplum felsefesinden bihaber olan bir kimseyi de gerçek anlamada eğitimli ya da toplum felsefesinden bihaber olan bir kimseyi de gerçek anlamda, eğitimli ya da aydınlanmış biri olarak nitelemekte zorlanırız.
- Bilginin genişlik koşulu, temel bilgi tiplerine ya da bilginin tüm mantıksal türlerine dair, yani deneysel bilimle, beşeri bilimlerle, etik, estetik ve felsefeyle, dinle ilgili asgari bir kavrayışı gerektirir.
Ve bu alanların tümünde asgari bir kavrayıştan yoksun olanların, sözcüğün tam ve gerçek anlamı içinde eğitimli olmaları fazlasıyla zorlaşır.
Bilgide derinlik ise kolaylıkla tahmin edileceği üzere, birtakım temel bilgi türlerine sahip olmaktan ziyade, bu bilgilere onları temellendirmiş, haklılandırmış ya da gerekçelendirilmiş ve çok daha önemlisi birbirleriyle ilişkilendirilmiş bir biçimde sahip olmaktan geçer.
- eğitim sürecinin en önemli bileşenlerinden birini meydana getiren ya da eğitim yoluyla aktarılan bilginin derinliği, söz konusu bilgiye sahip olan kişinin kavrayış gücünün bilgisine temin ettiği temellendirmeden, yüklediği anlamadan kaynaklanır.
Buna göre eğitimli kişi, olup biten şeylerin nedenlerini görebilen, her şeyi neden sonuç ilişkileriyle değerlendiren, olguların düzenleyici ilkeleri bilen, aksi takdirde birbirinden kopuk ve işlevsiz hale gelecek bilgiye birlik ve tutarlılık kazandıran kavramsal çerçeveleri özümsemiş biridir.
- Buradan hareketle, bilgide genişlik ve derinlik ölçütlerinin birbirini tamamladıkları, onların kişiye bilgi yönünden bir perspektif temin ettikleri, çeşitli bilgi türleri arasında bir bağ kurma yeteneği kazandırdıkları ve dolasıyla söz konusu farklı bilgilerin tutarlı ve birlikli bir hayat içinde nasıl bir rol oynadığını görme imkanı verdikleri söylenebilir.
Usul ölçütü:
Eğitimi belirleyen temel ölçütler kategorisinde üçüncü ve sonuncu ölçüt, “eğitim” kavramına ya da eğitim süreçlerine götüren usul ölçütüdür.
- Usul ölçütü eğitilen kişiye, belli bir bilgi bütünü, belli bir kavrayış ya da özümseme yeteneği, bilişsel bir perspektif ve birtakım karakter özelliklerinin kazandırılmasında, bütünüyle ahlaki, doğru ve uygun yöntemlerin kullanılmasını ifade eder.