Eleştirel eğitim felsefesi, yirminci yüzyılda, klasik eğitim felsefesine olduğu kadar, analitik eğitim felsefesine de yönelik bir tepkiyle ortaya çıkan yeni eğitim felsefesi türünü ifade eder.
- Her ne kadar söz konusu, iki eğitim felsefesi anlayışına radikal bir tepkiyle ortaya çıkmış olsa da bir yandan da onların bir sentezini ifade eder.
- Eleştirel eğitim felsefesi, bir yönüyle, tamamen negatif ya da yıkıcı, diğer yanıyla da pozitif ya da kurucu olduğu söylenebilir.
Buna göre, eleştirel eğitim felsefesi, analitik eğitim felsefesinin, kavramsal analizine benzer bir şekilde, bulanıklıkları ve belirsizlikleri gidermeye çalışır.
- Yani eğitim bağlamında oluşan “yanlış bilinci” ortadan kaldırmayı,
- yürürlükteki eğitim anlayışının gerçek yüzünü ve de arka planındaki dayanaklarını gözler önüne serme amacı güder.
- Bu yönüyle tamamen eleştirel ve analitik bir faaliyet olduğu söylenebilir.
Eleştirel eğitim felsefesi, söz konusu eleştiri ve analizle yetinmediği gibi, hatalarını veya hangi amaca hizmet ettiğini gösterdiği mevcut eğitimin yerine, nasıl bir eğitim sisteminin gelmesi gerektiği yönünde fikir yürütür.
- Eleştirel eğitim felsefesi, bu ikinci aşamada normatif bir boyut kazanıp, gerçek eğitimin ya da hakiki bir demokrasiyle, adil bir düzenin tesisine hizmet edecek, eğitimin genel çerçevesini oluşturmaya çalışır.
Kendi içinde salt bir “eleştiri dili”yle yetinmeyip bir de “imkan dili” geliştirdiği ifade edilebilir.
Eleştirel pedagoji
Eleştirel eğitim felsefesi anlayışının, özgün karşılığı eleştirel pedagojidir.
- Eleştirel pedagoji, birinci anlamıyla, insan yetiştirme ve eğitim işinin alabildiğine zor ve karmaşık bir iş olduğunu ve kendi içinde kompleks ve zor olan bu faaliyetin yirminci yüzyılda yaşanan küresel ölçekli pek çok olay ve politik gelişmenin ardından derin bir kriz içine girdiğini kabul eder.
Eleştirel pedagoji söz konusu eğitim krizinin, her ne kadar sanayileşme sonrası dünyada yaşanan sosyal ve politik gelişmelerin sonucuymuş gibi görünse de kökeninde,
- Aydınlanmanın ya da özde bir eğitim projesi olarak ortaya çıkıp gelişen,
- Aydınlanma projesinin araçsal akılcılığının bulunduğunu kabul eder.
Bu yüzden eğitim krizinin temelinde aslında, rasyonalitenin kendisiyle ilgili bir krizin yattığını savunur ve böyle yaparak, meselenin özünde aklın ne yapmak ya da nasıl davranmak ve nasıl yaşanılması gerektiğine dair, tam da bu noktada kişinin, bir başına karar verip veremeyeceği sorusunun bulunduğunu öne sürer.
- Eleştirel pedagoji, doğaya hakim olmak amacıyla geliştirilmiş olan aklın, toplumu, tahakküm altına alma durumuna geldiğini savunur.
Günümüzde eğitimden neredeyse sadece meslek eğitiminin anlaşılmasının kaynağında, söz konusu teknik ya da araçsal rasyonalite anlayışının, sömürü üzerinden gelişen kapitalizme özgü, üretim biçimi ve tekniğin, olduğunu ifade eder.
- Eleştirel pedagoji, buradan hareketle, ikinci olarak da sınıfların, eğitim programları ve eğitim amacıyla oluşturulmuş yapıların hiçbir şekilde nötr alanlar olmayıp, tarihsel bağlamların kendilerine özgü kültürel kabulleri ve ideolojileri tarafından şekillendirilen politik yapı ve mekanlar olduğunu iddia eder.
Tarih, kültürel kabuller ve farklı çıkar gruplarının değer dünyaları ve ideolojileri tarafından şekillenen eğitim pratiklerinin her zaman görünmez güçler tarafından belirlendiğini varsayan eleştirel pedagoji, eğitimin demokrasi ve adalet adına yapıldığı zaman bile, totaliter ve baskıcı olabileceğini, adaletsiz bir şekilde işleyen statükonun devamına hizmet edebileceğini savunur.
- Eleştirel pedagojiye göre, eğitim özü itibarıyla politik bir faaliyet olmak durumundadır.
Eleştirel pedagoji, günümüz dünyasının farklı tabakalara ayrılmış, sınıfsal ilişkiler üzerine kurulu, farklı kimlikler ve toplumsal cinsiyetler tarafından oluşturulan, hakimiyet ilişkileri üzerine tesis edilmiş bir dünya olduğunu varsayar.
- O, bu yüzden eğitimin de esas itibarıyla söz konusu hakimiyet ilişkilerini mevcut yapısıyla koruyup yeniden üretmeye hizmet ettiğini savunur.
Söz konusu pedagoji anlayışı, bu yüzden adil olmayan statükoyu meşrulaştırarak devam ettiren eğitim bilgisiyle, kültürel formasyonların etkileri üzerinde yoğunlaşır.
- Eleştirel pedagoji, önce mevcut yapıyı ve adaletsiz hakimiyet ilişkilerini bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermeyi amaçlar, sonra da onun gerçek demokrasiye ve adalete hizmet edecek şekilde dönüştürülmesi için çaba sarf eder.
En azından insanlara, eğitim yoluyla bu türden iktidar etkilerini tanıyıp onlara karşı koymalarını mümkün kılacak bir eleştirel kapasite kazandırmayı amaçlar.