ruh’ anımsayandı…

zaman oyunlar oynuyordu ins’ana oysa zaman bir sanı idi an’ gün de salınan sonsuz denge desenleriyle içimizde anbean titreşen, ruh’ anımsayandı içinde kımıl kımıl kımıldayan, seni sana anlatabilmenin hiçliğinde salınımların çekimine … bir his dokunuşu kıpırtısıyla uzuvlarını delip geçen kalbinde bir fısıltıydı duyabilmenin hatrına seni sana akıtan bir sancıydı bir düş’ idi görü de yansıyan …

Dalgalar

  dingin bir esinti başucumda salınan an’.. bilmezsin ki dolaşır milyarlarca zaman … salınır salınır anın içinde ve içimde, akar coşar yıldızlar yağdırır gökyüzünde uçuşan renklerle… ah öpüşür kokusu ruhumda… parlayan ışığıyla’ titreşir göz kamaştırıcı salınan parçacıklarıyla… bilmem hiç bilmem kaç bin yıl bekledi o sönümlere tutulan aşkınlığıyla salınırken hiçliğin uzuvlarında dalgalanır anbean ritimleri… bembeyaz …

Yıldızlar…

  Yıldızlar… Konuşuyordu yıldızlar… Karanlığın uzuvlarında can çekişirken bedenim ve ruhum… Parıldıyor ve göz kırpıyordu yıldızlar… Gökyüzünün Ay ışığına sarıldığı Güneşe tutulduğu her an… Konuşuyordu yıldızlar… Parıldıyor… Parıldıyordu bir ağacın gökyüzüne tırmanmak istercesine uzanan bedeninde… Bir yıldız kayıyordu… bir dilek tutuyordu insan Ve bir insan haykırıyordu yıldızların altında kanarcasına… Yıldızlar gökyüzünün kıvrımlarında ve yeryüzünün dokunuşlarında… …

Sınırları Aşan Zihin ve Kalp Ritimleri

    Soluduğunda zihnim sınırları Ve sınırların ötesini, Bambaşka bir dünya yaratabilmenin hissine Düştü anlamlarım, Gördü, baktı ve hissetmelerin düşünü soludu iklimlerim, Başka bambaşka bir kozmosun iklimlerini Soluyordu artık uzuvlarım, Kıvrımlarım salınıyordu Sonsuzluğun ritimleriyle Ve ritimlerim sonsuzluğun titreşimlerini Hükmediyordu dünyama… Dünyam, ne gördüğüm düştü ne çemberim… Dünyam ne kozmosun kıvrımlarında dönüp durmaktaydı ne de zamana …

Kozmos, Gün ve Ritim

Kozmos, Gün ve Ritim Gün idi ritim düş idi an, an hep sonsuzdu bir ritim salınımında karşımda, hatrımda hep kalbimin ritimleriydi baktığım, gördüğüm bir düş salınımında hissettiğim, hep sonsuz sonsuz bir salınımdan düşen an’ıma bir güldü, bir papatya bir ileri bir geri dalga salınımında öpüşen gülüşümdü O’nunla karışan onunla dans eden ritim, uzuvlarımda bir salınımdı, …

Dünya, Sevginin Yeri Olmalı Bir Tek…

Dünya da tek hakikat var. O da sevgi… Çalışmak da sevgi uğruna olmalı, an seyri de… işte içsel tatmin hissi ile ilerleyen, yaşamın cilvesi ile ifade etmek istediğim aslında bu idi… An’ Seyri ve Sevgi… Akşam üstü soğuk bir havada evden dışarı çıktığınızda içinizde bir boşluk hissi salınıyorsa, eksiklik… Yani içinizde bir yer artık sizi …

iliklerinde gezinen an’…

  yaşam düş’  sancısıydı bir çiçeğin gölgesinde… renk renkti kozmosun dilinde, renkler birer ahenkti hissedebilenin hissinde ritim olabilmenin salınımında her an’ yanılsaması… kozmosun kıvrımlarında akan bir yumaktı… zamanı yoktu hissedebilen için, zamanı yoktu an’ın zamanı yoktu hiçbir vaktin ve zamanı yoktu… düş nehrinin… salınan anın içinde okyanuslara kıvrım kıvrım sokulan hisler, dünyadan öteydi… öteydi zamansızlığın …

Işığın iki yol haritası:

Işığın iki farklı ancak tek yol haritasında, parçacık ile dalga salınımları: Dalga salınımları, bir denizin sadece bulunduğu bölgede yarattığı etki gibi düşünülmeli. Dalga salınımında, ışığın bölgesel etkisi öne çıkarken, parçacık ışınlarının ana etkeni temelden değişime uğrattığı anlamsallığı öne çıkar. Burada örneğin ruh halimizin, anlık değişiminde iyi ya da kötü hissetmemizde  etkisi o anki bölgesel etkilerden …

Yaşamın cilvesi : İçselliğin Yansıma Hissi

insanların ruh kavramından ve de ruhsal yaşam seyrinden nasıl uzak seyir ettiğini, deneyimleyerek (yaşam denilen uğraşlarla…) anladığımda felsefenin o eşsiz hazzının güzelliğiyle ve sanatsal seyirle içselliğin yarattığı o tatmin hissini hissedebilmenin nasıl da kozmosun özünü ve de kalıcı güzelliği sağladığını daha iyi anlamanın hissini soluyorum… ve bu “his” işte yaşamı yaşamsal payda da içselliğin esas …