Kaygı Fısıltısı

Sıcacık akarken içinde ılık ılık dokunuşlar… Ansızın dolu vuracak olmasının telaş yankısı… Yürürken ormanın kıvrımlarında hışırtı seslerinin dinginliğinde, apansız bir vahşi hayvana rastlayacak olmanın yarattığı endişe… Kaygı… bir kaygı fısıltısı… doğarken gün, geceye karışmadan geçen anların tatminsizliğinde… fısıldarken güneş, yıldızlı bir gece de Ay ile dans etmenin hissiyatına duyulan özlemde… doğa yemyeşil bakarken gözlerinin içine, …

Düş'en An: Ritim' ve Kozmos

Düş’en An: Ritim’ ve Kozmos

  Düş’en An Hissi… Bir salınımdı düş içimde akıyordu Bilinmezliğin ülkesinden Neredeydi neredeydim?.. Bir sıcak dokunuş hissinde Ruhum parlayan ışıltıydı an’ladım Ah dünya aktığında bir yerde öylece sevgisizce Doyumsuz olduğunda düşleri ruhuyla kopuktu Doymak bilmeyen isteklerde arzularda akıp kayboluşa gidiyordu düşler Anladım Anladım içimde ışıldayan düş Sevgiyle besleniyordu, O salınım bir tek saf ışıltıyla akıyordu …

An’ ve Kozmos: Başlı Başına Büyülü Bir Yansıma

  Yaşam an’ salınımında hatırlamak- anımsamanın yansıma hissi ile akarken kozmosun sonsuzluğunda, sonsuz boyutların içinden akar ve salınırken kozmosla dans eden ritimlerinle ruhun… yaşam ölüm ve doğum her an Bir derin çelişki hissiyle kozmosla bağlantını sana akıtan büyülü salınım hissiyle salınır içinde, ruhunla… Ve sana anımsamak kalır bir de büyülü dokunuşları hissedebilmenin hissiyle yansımak sonsuzluğunda… …

ruh’ anımsayandı…

zaman oyunlar oynuyordu ins’ana oysa zaman bir sanı idi an’ gün de salınan sonsuz denge desenleriyle içimizde anbean titreşen, ruh’ anımsayandı içinde kımıl kımıl kımıldayan, seni sana anlatabilmenin hiçliğinde salınımların çekimine … bir his dokunuşu kıpırtısıyla uzuvlarını delip geçen kalbinde bir fısıltıydı duyabilmenin hatrına seni sana akıtan bir sancıydı bir düş’ idi görü de yansıyan …

Yıldızlar…

  Yıldızlar… Konuşuyordu yıldızlar… Karanlığın uzuvlarında can çekişirken bedenim ve ruhum… Parıldıyor ve göz kırpıyordu yıldızlar… Gökyüzünün Ay ışığına sarıldığı Güneşe tutulduğu her an… Konuşuyordu yıldızlar… Parıldıyor… Parıldıyordu bir ağacın gökyüzüne tırmanmak istercesine uzanan bedeninde… Bir yıldız kayıyordu… bir dilek tutuyordu insan Ve bir insan haykırıyordu yıldızların altında kanarcasına… Yıldızlar gökyüzünün kıvrımlarında ve yeryüzünün dokunuşlarında… …

Sınırları Aşan Zihin ve Kalp Ritimleri

    Soluduğunda zihnim sınırları Ve sınırların ötesini, Bambaşka bir dünya yaratabilmenin hissine Düştü anlamlarım, Gördü, baktı ve hissetmelerin düşünü soludu iklimlerim, Başka bambaşka bir kozmosun iklimlerini Soluyordu artık uzuvlarım, Kıvrımlarım salınıyordu Sonsuzluğun ritimleriyle Ve ritimlerim sonsuzluğun titreşimlerini Hükmediyordu dünyama… Dünyam, ne gördüğüm düştü ne çemberim… Dünyam ne kozmosun kıvrımlarında dönüp durmaktaydı ne de zamana …