Bilinc.tin.us Blog Güncel söz Sağlıklı Yaşam

Florür Nedir? Zararları Nelerdir?

Florür Nedir? Zararları Nelerdir?

Florür nedir? Florür, nötr formundaki flor atomunun, bir elektron alması sonucunda iyon-anyon haline geçme halidir. Bir iyon olduğu için kendi başına doğada yer almadığını, fakat bir çözeltide, karşı iyonuyla beraber doğada yer aldığı belirtilir.

  • Florürün doğada yer aldığı çözeltilere, öncelikle su örnek verilebilir. Florür, suyun yapısında doğal halde bulunduğu gibi bazı besinlerde de mevcuttur. Belirtildiği üzere, vücuda belirli bir miktarın ( doğal şekilde ) alınmasının zararlı olmadığı ifade edilir.

Doğada yer alan ilgili mineral, ne yazık ki insanoğlunun elinde, zararlı bir kimyasal döngüye sebep olmaktadır. İnorganik bileşik olan Sodyum florür-NaF özellikle; diş macunu bileşeninde, içme sularında, ilaçlarda, pestisitlerde, işlenmiş içeceklerde, gıdalarda bulunur ve oldukça tehlikelidir.

Florür içeren bazı bileşenler;

Tehlikeli madde florür, sadece diş macunları ile yaşamımızda yer almaz. 

  • İçme suyunda, organik olmayan meyve sularında, bebek mamalarında.
  • Florürlü tuz, gazlı içecekler vb. içecek ve işlenmiş gıdalar.
  • İlaçlarda, sigaralarda, diş macunlarında vb. daha sayısız sektörde de kullanılmaktadır.
  • Ülkemizde bazı coğrafi bölgelerde doğal olarak, örneğin çay yapraklarının yapısında florür maddesi bulunur. Fakat tabii ki yapay olarak üretilen ile doğal döngüde yer alan madde bileşenleri farklı etkilere sahiptir.
  • Bazı ülkelerde tehlikeli madde florür şebeke suyuna katılması yasaklanmıştır.
Diş Macunu İçeriğindeki Maddeler:

Diş macunu içeriğindeki maddeler, markalara göre değişmekle beraber, genel olarak; Sodyum Loril Sülfat-SLS, Florür, Triklosan, Hidratlı Silika vb. kimyasalları içerir.

 

 

Florür Nedir ? İnsan Vücuduna Etkileri  

Sodyum Florür Zararları:

Sodyum Florür- ( Florid ) ile Florürlü diş macunu zararları genel anlamda;

  • Özellikle çocuklarda-gençlerde, diş macunu yutulması; baş dönmesi, kusma, tükürük salınımı, üst karın ağrısı, ishal gibi rahatsızlıklara sebep olur.
  • Kemik erimelerine yol açan Florür, kemiklerde birikmesi sonucunda Skeletal Florozis hastalığında da alt kaynak yaratır. Romatizma rahatsızlığıyla aynı belirtilere sahip olduğundan genellikle fark edilmediği ifade edilir.
  • Biyobirikim kimyasal madde özelliği taşır. Bu sebeple, vücuda alındığında, % 50’si vücut tarafından atılsa da kalanı kemiklerde ve beyinde biyobirikime sebebiyet verir. İlerleyen süreçlerde hasarlara yol açar. Örneğin yüksek doz sebebiyle; felç, kas güçsüzlüğü ve solunum kaybı gelişebilir, hatta ilerleyen durumlarda kalbi durdurabilir.
  • Bağışıklık sistemini zayıflatır, gelişmesini engeller.
  • Kanserojen madde içerdiğinden, kanser riskini ekstra artırır.
  • Epifiz bezinde büyük hasarlara yol açar. Zamanla davranış bozuklukları, Alzheimer gibi hastalıklara neden olduğu gibi sinir-beyin sistemini olumsuz etkiler. Aynı zamanda algı kaybı geleşebilir, Epifiz bezinde birikmesiyle bilinç algısı zamanla kaybolabilir. (Kitlesel algı-düşünce yönlendirme çalışmaları ise bu noktada etkendir. )
  • Kişi, birey kimliğinin dışında, sıradan yaşamın getirilerine alışır ve ses çıkarmaz. Açıkça yapılan düzensizlikleri dahi görmezden gelebilir. Sisteme ayak uydurur, beklenildiği gibi davranır. Tüketim odaklı; ona sunulan, adaletsiz yaşam koşullarını hoş gösteren her türlü aktiviteye, televizyon programlarına vb. kapılır.
  •  Beyin dokusunu zedelediği için, ilerleyen yaşlarda unutkanlığa yol açar.
  • Zeka düşüklüğüne sebep olur.
  • Düşük IQ nedeni; yapılan çeşitli araştırmalar sonucunda; Çin, Meksika, Hindistan vb. ülkelerde, su içeriğine katılan 1mg/Lt florür artışıyla, sonucu 0,59 puanlık IQ düşüşü tespit edilmiştir.
  • Üreme sistemini olumsuz etkileyen florür, yapılan araştırmalara göre; erkek üreme organında hasara yol açtığı için kısırlığa sebep olabilmektedir.
  • Florür miktarının yüksek olduğu coğrafi bölgelerde; pineal bezinin olumsuz yönde etkilendiği de tespit edilmiştir. Hatta bu özelliği nedeniyle, içme sularına katılan florür sonucu, kız çocuklarının daha erken regl dönemine girdiği gözlemlenmiştir. (Bu noktada ise; özellikle doğu-kırsal kesimde daha küçük yaşlarda evliliklerin yaşanmasına, bir alt kaynak oluşturduğunu söyleyebiliriz.)
Tehlikeli Madde Florür ile Tarihe Bakış

Günümüzde çoğunluğun, az çok bildiği ve duyduğu bu madde; özellikle diş macunu reklamlarında karşımıza çıkar. Pazarlama taktikleri içerisinde; ‘’Çocuklarınızın dişlerini, florürlü diş macunları ile fırçalayın’’ sloganı ise artık klasikleşmiştir. Oysa kimyasal olarak üretilen florür maddesinin tarihine baktığımızda, içler acısı durumlarla karşılaşırız.

  • Florür, 19. yüzyılda kullanılan fare zehrinin bileşeninde kullanılmıştır.
  • Asıl dehşet verici olanı ise; kitlesel düşünceyi kontrol etmek nedeniyle, kimyasal savaş kalkanı olarak tarihte kullanıldığının bilinmesidir.

-Çoğu şey gibi, yaşamın içinde bildiğimiz ne varsa, arka plana itmeyi ve sadece yaşamayı seviyoruz, doğrusu. Bu sebeple, var olan kötülük daha da artmaya devam ederken, hiç azalmıyor.

Birinci dünya savaşı zamanında, Alman ve Rus güçler tarafından kurulan Farben adlı şirket, kimyasal Florür maddesini üretmiştir. Üretilen Florür, beyin işlevinde hasara sebep olan bir kimyasaldır. Yansımalarını ise hapisteki insanları kolaylıkla kontrol altına almak için kullanmışlardır. Beyin işlevinde hasara sebep olan florüre maruz kalan insanlar, algı yetilerini zamanla kaybetmiş ve böylece etkisiz-karşı koyamaz bir hale getirilmişlerdir.

  • Sodyum Florürün en büyük zararı, beyinde hasara yol açmasıdır. 
  • Kişinin algı yetisini kaybetmesine sebep Florür, bir durum karşısında kişinin daha az aktif olmasına sebep olmakla beraber, mücadele yeteneğini de önlemektedir.

İkinci dünya savaşında ise nükleer silah yapımında kullanılan Florür, Nazi kamplarında da soykırım kisvesi altında kullanılmış ve insanlar etkisiz hale getirilerek katledilmişlerdir. Daha kolay bir şekilde kontrol etmek amacıyla sularına-yemeklerine florür katıldığı bilinen bir gerçektir. Florür ile -algı yetisi kaybettirilen- insanlar, algılarını tamamen kaybederek, etkisiz hale gelmişlerdir.

Yaşama Yansıyan Kimyasal Silah Yansımaları, Etkileri ve “Algı” Boyutu

Tarihte farklı boyutlarda kullanılan florür, tıpkı diğer gıda bileşenleri gibi çeşitli şekilde kullanılan bir tür kimyasal silahtır. Psikolojik rahatsızlıkların tedavisi için üretilen ilaçlarda bulunduğu gibi, sakinleştirici ilaçlarda ve daha sayısız ilaç yapımında da kullanılmaktadır.

Tuhaf olanı, ilgili bilgilerin var olduğu bilindiği halde, çoğu şeye karşı tepkisiz kalınmasının normal algılanmasıdır!..

Ki!.. Bakıldığında, belirli bir süre sonra, -korkulan güçlerin- ilgili taktikleri yapmalarına dahi gerek kalmamıştır. Çünkü kimyasal savaş ve psikolojik savaş, döngüsel ve etkileşimsel olarak ilerlemektedir. 

  • Yaşamın içinde yer alan zararlı kimyasallar; gıdaların, ilaçların, temizlik malzemelerinin, kozmetiğin vb. içinde kullanılarak, yavaş ve politik düzeyde ilerlerken, diğer etkenler bunu tamamlar. Akabinde ise istenileni karşı tarafa zahmetsizce sunar. Bu nedenle yüksek doz planlara dahi ihtiyaç duyulmaz.
  • Televizyon programları; diziler, filmler vb. gibi çeşitli etkenlerle insanlar sadece, yaşamın eğlence ve tüketim kimliğine odaklanır. Dayatılan algı ile kişilerin, kişisel yaşamına odaklanması ve mutluluğun peşinde koşması istenir. En basit ifadesiyle, bir diğerinin adaletsizlik içinde kıvranan yaşamının onu ilgilendirmediği algısının geliştirilmesidir.

Çünkü zamanla insanlar, psikolojik olarak da belirli bir olguya alıştıkları için, hiçbir şeyi sorgulamazlar. İlgili tavırlarıyla yaşamın içindeki dış dünyalarında var olmaları gerekliliğini sahiplenmişlerdir. Ayrıca toplumsal döngüde, onlardan daha güçlü olan üst güçlerin var olduğu düşüncesi daima hüküm sürdüğü için; gelişen herhangi bir olayın, onların yansıması olduğunu düşündükleri için, isteseler dahi bir şey yapamayacakları algısı geliştirilmiştir. Geliştirilen bu algı da istenilen -döngüyü- istedikleri ölçüde döndürmek adına onlara güç vermektedir. 

  • Kötülüklerin var olması, insanların dünya düşünceleri nezdinde, olağan-olması gereken bir şey gibi algılanmasına yol açar.
  • Ve onlar keyifle, acımasızca; oluşturdukları oyun yapbozunun ya da labirentin içinde yaşayan insanları izlerler. Çünkü insanların elinden, en büyük güçlerini aldıklarını bilirler. 

Aslında çoğu şey, üst güçler olarak algılanan dünya güçleri tarafından dahi yapılmayabilir. Sadece kelebek etkisi işleyişi ile ilgili etkenler yavaşça bırakılır, ki yapılan her şey ya da çoğu şey, açık ve net bir şekilde yapılmaktadır. Birey de istediği ve algıladığı ölçüde bu döngüyü değiştirebilir. 

  •  İnsan insan olma yolculuğunda, dış dünyanın zorbalığını asıl tözün gücünü hissetmesi ve bulmasıyla çözebilir. Düşünmenin sonsuz ufku, evrenin büyülü sırlarına sahip olmanın ayrıcalığıdır. 

  • Düşüncelerden ve düşünen insandan korkan zihniyet bilir ki belirli bir noktaya ulaşan bilince, ulaşmaları mümkün olmadığı gibi etkileyebilecek güçleri de yoktur.

Herkes yaşamının içinde tabii ki mutlu, huzurlu olmayı ister. Fakat yaşamın, herkesin kendi yolculuğu olduğu düşüncesi, din ya da çeşitli etkenlerle -sorgulamadan-  farklı ve yanlış şekilde yansıtılır. Bireyin kişisel yolculuğu olduğu doğrudur ancak bu yolculuğu; evren sorgulanmasını ve yaşadığı olaylar dahilinde, özgür iradesiyle bir diğerinin acısını hissetmesini, böylelikle insan olmasını bekler. Yaşam yolculuğunda diğerleri yansımalar oluştursa da bütünsel olguya odaklanılmasını ve bütünsel ışığın yansımalarına eşlik edilmesi diler kozmos. Evrende yok olmak ya da sonsuz olmak dahi, ilgili etkenler kapsamında, bireyin bilinç seviyesi doğrultusunda, düşüncelerine bağlı büyülü bir anlamsal derinliktir. 

  • Dünya sınırları dahilinde; adaletli ve iyiliğin yansımalarına sahip toplumlar tabii ki geliştirilebilir. Önemli olan, adalet zincirini oluşturan, yönetici sıfatına sahip politikacıların- vicdanlı-bilinçli- gibi şeffaf niteliklere sahip olmasının yanı sıra, ilgili özelliklerin sürekliliğini sağlayacak karakterli bir yapıya sahibi olmaları da gerekir. Bu imkansız değildir! Sadece, uzun zaman önce oluşturulan -adaletsiz zincirin- ( Bazı toprak parçaları, bu duruma daha çok biat eder durumda olsa da…) kırılması gerekir. İlgili etkenler sağlandığında, uzun zaman içinde yavaş adımlarla ve sağlam dengeli bir zincir oluşturulabilir.

 Aynı zamanda doğada yer alan şifalı etkilere sahip ya da yaşamın kaynağında dolaylı etkilere sahip bitkileri, çıkarları doğrultusunda işleyerek kullanan insanoğlu, bilmeli ki doğadaki her bitki, bir hastalığın nedeni olabileceği gibi aynı zamanda şifasıdır. (Yaşamın özüne dengeli şekilde sahip olabilmek gibi…) Yaşamsal kaynağı oluşturan, yaşamsal tözün algılanmasını sağlayan etkenlerin bütünü doğa, kozmosun büyülü yansıması, kendisidir.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

2 Yorumlar

  1. I really appreciate this post. I have been looking all over for this! Thank goodness I found it on Bing. You’ve made my day! Thanks again

    1. It’s nice if it was useful to you.
      Thank you, for your nice thoughts too

Bir Cevap Yazın