Estetik kavramı nezdinde -estetik- felsefenin duyusal değerle ilgili olan alt dalı aynı zamanda disiplinine karşılık gelir.
- Bunu en açık bir biçimde gösteren de estetik teriminin antik Yunancada bulunan etimolojik kökenidir.
Terimi felsefeye sokan, onu felsefenin belli bir alanı ya da disiplinini ifade etmek için ilk kullanan kişi, ünlü Alman düşünürü Alexander Baumgarten olduğu bilinir.
Onun ilk, temel duyum anlamına gelen “aisthesis” sözcüğünden yola çıktığı söylenebilir.
- Estetiğin konu aldığı ya da üzerinde yoğunlaştığı duyusal değer, güzelliktir.
Nitekim estetiğin güzelliğe yöneldiğini söyleyen bu Alman düşünürüne göre estetik, güzelliğe yönelen duyumsal bilgiyi konu alır.
- Baumgarten’den sonra da Kant, estetiği güzellik ve beğeni yargıları üzerine, felsefi düşünme ya da refleksiyon olarak tanımlamıştır.
Estetik iki ana parça ya da iki bölümden oluşur denebilir.
- Estetik olgu ya da fenomenlerin felsefesi olarak estetiktir. Estetik burada, estetik özen ve nesneyi, estetik yargıyı, estetik değeri estetik tutumu vb. bütün boyutlarıyla ele alır.
- İkincisi, doğrudan doğruya sanatı konu alan, sanatın bir özü olup olmadığını soruşturan, sanatsal yaratıcılığın mahiyeti, sanat eserinin statüsü üzerinde duran sanat felsefesidir.
Estetiğin bölümleri:
1.Estetik Fenomenlerin Felsefesi Olarak Estetik
Estetiğin ana zemini ya da temel bölümü, estetiği kapsamı içinde kalan fenomenlere ilişkin derinlikli bir analizden meydana gelir.
- Söz gelimi bir müzik eserine bir şiir ya da resme ya da bir kır manzarasına “güzel” dediğimiz, onlardan estetik bir değere sahip olan şeyler diye söz ettiğimiz dikkate alınırsa, estetiğin hayatımızın oldukça önemli bir bölümünde belirleyici bir rol oynadığı açıktır.
Estetik, burada esas olarak “estetik değer ya da güzellik” üzerinde yoğunlaşır. Fakat bu değer, dünyada bir başına ortaya çıkmaz tam tersine bir şeylerin, örneğin bir heykel ya da resmin güzelliği olarak ortaya çıkar.
Estetik, işte bu yüzden “güzelliğin nasıl analiz edilip tanımlanabileceği” sorusuna bir yanıt getirmeye çalışır.
- “Güzelliğin bir örneğin olduğu estetik değerin, nesne mi yoksa öznel mi, mutlak mı yoksa göreli bir değer olduğu” sorusunu sorar.
O, burada kalmayıp,
“Güzellik sergileyen ya da estetik bir değere sahip olduğu söylenen şeyleri, kısacası estetik nesneyi nasıl anlamamız, açıklamamız gerekir?” sorusuna geçer.
Estetik nesnenin ortaya çıkışı, hiç kuşku yok ki ondaki değeri alımlayacak bir öznenin varlığına bağlıdır.
Estetik, bu yüzden “Güzelliğe yönelen estetik öznenin, nasıl ve hangi özellikleriyle anlaşılması gerektiği” sorusu üzerinde yoğunlaşır.
Estetiğin soruşturmalarına yön veren iki temel soru daha vardır.
“Güzelliğin açınlanması” ya da “…ortaya çıkışı” öznenin belirli birtakım özellikleri olan özel bir tutumuna bağlı olduğundan, doğallıkla
- “Estetik öznenin estetik nesneye yönelmesini mümkün kılan estetik tutum ya da deneyimin belirleyici özellikleri nelerdir?” sorusudur.
- İkincisi ise, “Öznenin estetik değer taşıyan şeylere yöneliminin sonucunda ortaya çıkan estetik yargı, epistemolojik ya da moral yargılardan nasıl farklılık gösterir.” Sorusudur, denebilir.
Estetik Kavramı: Estetik Nesne Nedir?
İnsanın estetik ilgisinin ya da tutumunun konusu olan her dokunuş, estetik nesne kategorisi içine girer.
Estetik nesne, bir sanatkar tarafından yaratılmış bir sanat yapıtı olabileceği gibi insanın yaratıcı etkinliğinin sonucu olmayıp tam tersine onun verili ya da hazır bulduğu doğal bir şey, söz gelimi bir doğa manzarası ya da insan bedeni benzeri bir doğal ürün olabilir.
- Bununla beraber, estetik nesne denilince, daha ziyade belirli bir estetik değere sahip olan, yani öznenin kendisine kıymet takdir ettiği değerlediği bir sanat eseri anlaşılır.
Söz konusu estetik değerlemede temel değer olarak güzelliğin yanında, nesnenin görülebilir, ölçülebilir özelliklerini meydana getiren normlar da rol oynar.
Her sanat türünün kendine özgü, ölçülebilir normları olduğu gibi belli bir tür içinde farklı sanat anlayışları da kendine özgü normlar içerip farklı estetik unsurlara vurgu yapabilir. İşte tam bu noktada estetik kavramı felsefi bakış açısında ihtiyaç duyulur.
- Sanat eserinin konuları, anlamları, ifade biçimleri de sanat türlerine göre farklılık gösterir. Buna göre söz gelimi, edebiyat eserlerinin bir konusu hatta bazı durumlarda bir tezi vardır.
Başka bir anlamda şiirler, oyunlar, romanlar hep bir şey hakkındadır. Buna nazaran, görsel sanatlar, dünyadaki bir şeyleri temsil ederler. Hemen hemen tüm sanat eserleri belirli bir anlam aktarır.
- İşte bundan dolayı farklı sanat türleri farklı amaçlara hizmet ederken farklı ortam ve araçlardan yararlanır. Estetik nesne olarak nitelediğimiz bir sanat eserinin gerek ortaya koyduğu şeyi gerekse onun anlamlandırılmasını, işte bu özellikler belirler.
Estetik Kavramı: Nesnenin Temsili ve Anlamı
Bir edebiyat yapıtının bir şey söylemesiyle, bir resmin, bir müzik yapıtının bir şey söylemesi daha doğrusu ifade etmesi farklı olmak durumundadır.
- Estetik nesnenin temsili ve anlamı, onda bu temsil ya da anlamı ortaya koymak için bir dil ya da belli bir araçtan yararlanılması olgusu, estetik nesnenin kendi içinde iki ayrı nesneden oluştuğu gerçeğine ışık tutar.
Buna göre, her sanat eseri belli bir fiziki nesneden ya da belli fiziksel özelliklerden meydana gelir. Örneğin bir heykelin kendisinden yapılmış olduğu bir madde, tunç ya da bronz; bir resmi meydana getiren farklı renkler bütünü ya da bir müzik eserini oluşturan sesler kümesi vardır.
Bütün bu maddi unsurlar, estetik nesnenin fiziki boyutunu, fiziki nesneyi meydana getirir. Fakat bunun gerisinde nesnenin bir de anlam boyutu vardır. Yani estetik nesne bir yönü itibarıyla fiziki bir şeydir ama estetik tutum ya da dikkatin konusu olan nesne, fiziki bir şey olmayıp onun ifade ettiği şey ya da anlamdır.