Bilimin tarihsel süreci, bilimin ilerleme tablosunda Thomas Kuhn, kendisinden önceki pek çok bilim filozofun bilimin sürekli biriken bir bilgi sağladığı varsayımına karşı çıkmıştır.
- Ancak bilim dallarının değişik aşamalardan geçtiklerini ve bu evre ya da aşamaların her birinde, bilimsel araştırmanın karakterinin değiştiğini ileri sürmüştür.
- Ve bilimin tarihsel süreci aşamasında, dört evreyi birbirinden ayırır.
Bilimin ilerleme tablosu: Dört evresi
1.Bilim öncesi dönem ya da olgunlaşmamış bilim dönemidir. Tüm bilimler için söz konusu olan bir hazırlık dönemine tekabül eden bu dönemde, bilim insanlarının belirginleşmiş bir bakış açısı yoktur.
Herhangi bir bilim dalında araştırma yapan bilim insanları; çeşitli yollar deneyip farklı yöntemler kullanılırlar.
- Zaman geçtikçe, bu alanda çalışan bilim insanlarından birinin geliştirmiş olduğu teori ön plana çıkar; yani doğadaki olguları açıklama gücü oldukça yüksek olan ve söz konusu bilim dalında daha ileri düzeyde araştırmalar yapılmasına izin veren bir bakış açısı, bir yöntem ya da varsayım kendini kanıtlar ve kabul ettirir.
2.Bilim öncesi dönemi, öne çıkan teori ya da paradigmanın herkes tarafından kabulüyle belirlenen organize ve hatta kurumsal faaliyeti temsil eder nitelikteki normal ya da olağan ya da olgun bilim dönemi izler.
- Kuhn işte bu dönemde, bilim insanlarının bilimsel faaliyetlerini bir tür bulmaca çözme faaliyeti olarak tanımlar.
3.Bilimin tarih içindeki ilerleme sürecinde, olağan bilim döneminin ardından mevcut paradigma tarafından çözülemeyen anomalilerin belirlediği kriz dönemi gelir.
4.Eski paradigma tarafından çözülemeyen anomalilerin tamamını çözen yeni bir paradigmanın kabulüyle belirlenen devrim dönemi, bilimsel ilerleme sürecinin dördüncü ve sonuncu dönemini oluşturur.
Her devrim dönemi, yeni olağan ya da normal bilim döneminin başlangıcını temsil eder. Başka anlamda, her bilim dalında bilim öncesi dönem bir defa yaşandıktan sonra, 2,3,4, evreler kendi içlerinde kapalı bir döngü ya da dairesel bir süreç oluşturur. Bu nedenle sonuncu dönem demek doğru olmamaktadır.
Kuhn’un bilim anlayışı çizgileri
Kuhn’un bilim resminin özünde, normal ya da olağan bilim görüşüyle “bilimsel devrim kavrayışı” bulunur. Bunların da gerisine gidildiğinde, onun devrimci bilim anlayışının temel kavramı olarak “paradigma” kavramıyla karşılaşılır. Çünkü Kuhn’a göre, normal ya da olağan bilim, bir paradigma’nın oluşturulmasını gerektirir.
Bir paradigma belirli bir bilim dalının konu edineceği olguları belirleyip karakterize eden bir çerçeve sağlar. Paradigma, aslında bir bilimsel model ya da genel bir teoiridir, fakat o, yalnızca bir model ya da teori olmayıp aynı zamanda bir model ya da teorinin gelecek araştırmalarda nasıl geliştirileceğini ve uygulanacağını belirleyen bir metedolojidir.
Kuhn, kusursuz paradigma örneği olarak sıkça Newton fiziğine gönderme yaparken bir paradigmanın, Newton fiziği örneğinde dört temel öğeden meydana geldiğini ortaya koyar.
- 1.Fail nedensel açıklamalara ve söz gelimi genel ve niteliksel teoriler yerine, niceliksel sonuçlar ve sınanabilir öndeyiler veren teorilere yönelik tercihlere yönelten arka plan değerleri ve kabulleri.
- 2.Çarpışarak ve çekim-itim güçleri uygulayarak birbirleri üzerinde eylemde bulunan maddi parçacıklardan oluşan metafiziksel bir dünya resmiyle devasa bir makine olarak dünya imgesi.
- 3.Paradigmanın özünü ya da nüvesini oluşturan temel olarak hareket yasalarıyla yerçekimi yasası.
- 4.Temel yasaların sarkaç hareketine, gezegen hareketlerine, hava direnci ve sürtünme hareketine uygulanmasını mümkün kılan standart matematiksel teknikler.
Paradigma ile bilim insanı
Kuhn’a göre, bilim insanları bir paradigmayı benimsedikleri ya da paylaştıkları zaman, bundan böyle hakikatin ölçüsü olacak, bir epistemik cemaat ya da bilim insanları topluluğu meydana gelir.
Ortada, işte bu cemaat tarafından benimsenen bir paradigma söz konusu olduğu zaman, bilim insanları, sadece birtakım doğru önermeler üzerinde uyuşmakla kalmaz, aynı zamanda alanda bilimsel araştırmanın gelecekte nasıl yürüyeceği, çözüm bekleyen hangi problemlerle ne şekilde baş edileceği, bu problemleri çözmenin uygun yöntemlerin ne olduğu konusunda da tam bir fikir birliğine varırlar.
- Kısacası, paradigma genel ya da total bir bilimsel bakış açısıdır.
- O, bütünsel bir teori, bilim insanları topluluğunu bir araya getiren ve burada bilimsel faaliyeti organize eden kabuller, inançlar, değerler ve nihayet önermeler ve teknikler bütünüdür.
Paradigma esas itibarıyla bir teoriden, çoğunlukla doğanın nasıl işlediğini dile getiren bir şemadan oluşur. Kuhn’a göre, teorinin ya da paradigmanın bilgisini ders kitaplarından öğrenen bilim insanının amacı, teoriyi ne yanlışlamak ne de doğrulamaktır.
Bilim insanları, topluluğunu meydana getiren bilim insanlarına düşen şey, teoriyi doğaya uydurmak için çalışmaktır.
- Doğanın nasıl çalıştığı ya da işlediğini genel olarak ortaya koyan teori henüz tamamlanmamış olup teoriyi temele alarak bulmaca çözen bilim insanları, onu bezeyip içini doldurmaya çalışırlar.
- Aynı şekilde, bir yandan da genel kuramın ya da paradigmanın uygulanabilirlik alanını genişletirler.
Normal bilim, bilinenin alanını genişletme, şişirme sürecidir. O, köklü yenilikler peşinde koşmaz.
Bilim insanları, teorinin doğaya uyma başarısı gösteremediği durumlarda, bazen teoriyi onarır ya da yamarlar. Bununla beraber, bu gibi durumlarda, tek çare onarım değildir.
- Kuhn, bu dönemde yapılan deneylerin teoriyle uyuşmadığı durumlarda, teorinin değil de teoriyi dünyaya uygulayan ve sınayan kişinin sorumlu tutulduğunu söyler.
- Burada sergilenen çaba, benimsenen paradigma ya da kuramın doğru olduğu varsayıldığı için, onu çalışır hale getirmek yönünde bir çabadır.
bilimin tarihsel süreci içeriğinde, normal bilim döneminde, sergilenen bilimsel faaliyeti ya da bilim pratiğini, Kuhn’un oldukça muhafazakar bir faaliyet olarak nitelemesinin nedeni de bu olduğu söylenmektedir. Çünkü bu olağan bilim döneminde bilim insanları, benimsedikleri paradigmayı ya da bilimlerin ilk ilkelerini hiçbir zaman sorgulamazlar; tam tersine, herhangi bir başarısızlıkla karşılaştıklarında, paradigma ya da teorilerini değil de kendilerini sorumlu tutarlar.
Bilimin tarihsel süreci: Normal bilim dönemi döngüleri
Kuhn, normal bilim döneminin yıllar, hatta yüzyıllarca sürebileceğini söyler. Fakat bilimin tarihsel süreci içinde ortaya birtakım anomaliler, yani bilim insanları ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, paradigmanın teorik yapısı ya da kuramsal kabulleriyle bağdaştırılamayan ya da çözüme kavuşturulamayan aykırı durumlarında çıkabileceğini belirtir.
- Başka bir anlamda, ilk başta önemli başarılar sergileyen pek çok paradigmanın problem çözme başarısı eninde sonunda yavaşlayıp çözülemeyen problemlerin yığılmaya başladığı bir noktaya gelinir.
- İyice ya da yeni çözülmüş problemler yerine, başarısızlıklar ya da anomaliler baş gösterir.
- Söz konusu anomalilerin sayısı başlangıçta az olup onlar çoğu zaman göz ardı edilir.
Fakat anomalilerin sayısı arttığı zaman, o bilim dalı Kuhn’un üçüncü aşama olarak nitelediği bunalım dönemine girer.
- Bu dönemde paradigmanın başarılı olmasını mümkün kılmış olan araştırma kuralları gevşer.
- Paradigmaya duyulan güven sarsılır, bağlılık ortadan kalkarken farklı bakış açıları, yöntem ve tekniklerin denenmesine başlanır.
- Paradigma bağlayıcı olmaktan çıkarken tam bir kargaşa egemen hale gelir.
- Bilimsel faaliyet unutulup metafiziksel tartışmalar başlar.
- Akabinde bunalımın pekişmesiyle beraber, bilim insanlarının niteliğinde ya da karakterinde de önemli bir değişim söz konusu olur.
- Nitekim, şimdiye kadar sadece bulmaca çözen bilim insanları paradigmanın kendisini bile ıslak etmeyi, hatta değiştirmeyi göz alabilecek kadar yaratıcı düşünmeye başlarlar.
- Zorunluluk ve çok daha önemlisi yaratıcılık, kökten farklı ilkeler ve modellerle işleyen yeni alternatif paradigmaların ortaya çıkmasına yol açar.
Eğer bu tarz paradigmalar gelişmeye başlarsa, bilim dalı Kuhn’un devrimci bilim dediği aşamaya girer. Devrim süreci, eski paradigmaya alternatif paradigmaların ortaya çıkışıyla başlar ve alternatif bir paradigma neredeyse bir kuşaklık bir zaman geçtikten sonra, bilim insanları topluluğunun bütün üyeleri tarafından kabul edildiği zaman tamamlanır.
Bilimin tarihsel sürecinde, “devrim kavramı”
Kuhn, devrim kavramıyla bilinç olarak, politik paradigma tarafları arasındaki aleni bir savaş durumunu ortaya koyar. Politik devrimlerde olduğu gibi, bilimsel devrim durumlarında da normal bilim dönemlerinde geçerli olan kurallar artık uygulanamaz.
- Çünkü bu kurallar, saldırı altında olan paradigmanın kurallarıdır.
- O, bir paradigmadan diğerine geçişin din değiştirmek kadar zor olduğunu, bir bilim insanının paradigmasını yeni paradigma uğruna terk etmesi gerektiğini gösterecek, mantıksal bakımdan zorlayıcı hiçbir argüman bulunmadığını öne sürer.
- Ona göre, başarılı olan bir devrimde bilim insanları yeni paradigmayı, çoğu zaman hakikatle ilintisiz bilim dışı neden ya da kaygılarla kabul etmek zorunda kalırlar.
Bakıldığı zaman, paradigma değişiminde ya da devrim zamanında aklın iş başında olmadığını, bir paradigmayı diğerine tercih etmenin son çözümlemede bir hayat tarzının diğerine tercih edilmiş olmasını ifade ettiğini öne süren Kuhn’a göre, buradan çıkartılacak sonuç açıktır.
- Bilim sanıldığı kadar nesnel ve rasyonel bir faaliyet değildir.
Kuhn, bilimsel devrimle politik devrim arasında yakın bir ilişki kurar. Politik devrimde belli bir siyasal düzen toptan yıkılıp yerine onunla hemen hiçbir ilişkisi olmayan yeni bir düzen kurulur. Üstelik bu süreç zor kullanılarak şiddet yoluyla olur. Aynı şekilde bilimsel devrimde de bir teorik yapı yıkılarak yerine yeni bir yapı ikame edilir ve bu geçiş alabildiğine sancılı olur.