Mantıkçı pozitivizm nedir?
Mantıkçı pozitivist bilim anlayışı, bilim felsefesinin dört ana bilim görüşünden biridir. Mantıkçı pozitivizm, 19. Yüzyılda Comte tarafından kurulmuş olup, pozitivizm 20. Yüzyıldaki devamı niteliğindedir. Bu nedenle, neopozitivizm olarak da geçer. Mantıkçı pozitivizm dünyada 20. Yüzyılın ilk yarısında büyük etki yapmış olan, bilim tasavvuru ve bilim anlayışı üzerinden geliştirdiği, bilimsel dünya görüşüyle seçkinleştiği ifade edilir.
- Mantıkçı pozitivist bilim görüşünü oluşturan ve benimseyen felsefeciler arasında, Moritz Schlick (1882- 1936), Hans Hahn (1879- 1834), Philipp Frank (1884-1966)
- Friedrich Waismann (1896-1959), Felix Kaufmann (1895-1949), Herbert Feigl (1902-1988), Viktor Kraft (1880-1975), Kurt Gödel (1906-1978) ve Rudolf Carnap (1891-1970) gibi isimler sayılabilir.
Mantıkçı pozitivist düşünürler, tüm toplantılarını ve çalışmalarını Viyana’da yapmışlardır. Bu nedenle, Neopozitvist bilim görüşünü ortaya koyan bilim insanlarından, filozoflardan oluşan bu topluluğa, “Viyana Çevresi” adı verilir.
Mantıkçı Pozitivizm: Metafiziğe karşıt görüşleri
Mantıkçı pozitivizm, mutlak bir akılcılığı ve dolasıyla da aklın sadece bilimde tezahür ettiği inancını temsil eder. Mantıkçı pozitivistler, bu sebeple kendilerinin “karanlık” diye niteledikleri, bir sosyo-politik atmosferin ürünü olduklarını öne sürüp mevcut koşulları, pozitif bir felsefe anlayışı ile ıslah etmeye, bilimci bir dünya görüşüyle yeni baştan şekillendirmeye çalışmışlardır.
- Neopozitivist düşünürler, Almanya’da giderek güçlenen ve insanlığın ilerlemesi yönündeki en büyük engel teşkil ettiğini düşündükleri metafizikten rahatsızlık duymaktaydılar. Aynı zamanda faşizme götürecek olan muhafazalar bir siyasetten de. Bu yüzden, bilimle metafiziği birbirinden ayırmaya, felsefenin özel olarak da Alman idealizminin, insanlığın önüne karanlık bir dünya koymasına engel olmaya çalışmışlardır.
Mantıkçı pozitivistler, metafiziğe ayrıca epistemolojik gerekçelerle, önermelerinin anlamsız olması sebebiyle karşı çıkmışlardır. Onlara göre, aslında burada Hume ile başlayan, Comte ile de devam eden Ernst Mach’a kadar uzanan ana pozitivist damarı takip etmekteydiler.
“Mantıkçı” nitelemesi ise, söz konusu yaklaşımda, modern mantığın kazandığı yeri ve önemi gösterir. Mantıkçı pozitivistler, mantığın imkanlarını ve araçlarını kullanarak bilimin formel yapısını ortaya çıkarıp belirginleştirmeye çalışmışlardır. Onlar, gündelik dilin sembolik mantığın ölçütlerini yerine getiremediğini, bu sebeple de bilim dili için, gerekli açıklık ve kesinliği sağlayamadığını ileri sürerken, bilimde analiz açısından formel bir dilin gerekli olduğu sonucuna varmışlardır.
- Çevre düşünürleri, bilimsel bilginin kesinliğinin ancak mantık diliyle sergilenebileceğini düşünmekteydiler. Onlar, “yeni mantığı” kullanarak bir yandan da bilimsel ifadeleri daha açık, net, sistematik ve test edilebilir bir şekilde gözler önüne sererken diğer yandan metafiziğin anlamsızlığını gösterebileceğine inandılar.
- Mantıkçı pozitivizmde, “pozitivizm” bilime inanç ve metafiziğe karşı çıkışı ifade ederken “mantıkçı” nitelemesi bilimin kesinliğini, belirsizlik ve bulanıklık ihtiva etmeyen mantık diliyle sergileme tutumunu dile getirir.