Teolojik metafizik yani teolojik kozmolojik metafizik, metafiziğin ikinci ana bölümü, teoloji ve kozmolojisiyle özdeşleşen bir disiplin, araştırma türüdür. Teolojik metafizik, bütün olarak varlığının kaynağının, kozmosun ilk nedeninin ne olduğu sorusu üzerinde yoğunlaşır. Kozmolojik metafizik- metafiziksel kozmoloji ise, metafizik evrenin nihai bileşenlerinin ne olduğu, onun varoluşunun bir amacı olup olmadığı, evrendeki düzenin nasıl açılanabileceği sorularına bir yanıt getirmeye çalışmaktadır.
Teolojik metafizik ile Kozmolojik metafizik
Teoloji Olarak Metafizik
Teolojik metafizik, evrenin varlığını ya da varlığın kaynağını Tanrı üzerinden açıklanması gerektiğine yönelik bir tanımlama getirir. Burada gerçekte iki temel tutum söz konusu öne çıkar; birincisi, evrenin varlığını Tanrı’nın yaratıcı eylemi yoluyla açıklayan, evrenin ilk nedeninin Tanrı olduğunu ileri süren teizm ya da monoteizmdir.
- Teoloji, “Tanrıbilim” anlamına gelir. Yani o, Tanrı’yı ele alan, Tanrı’yla ilgili olan disiplin anlamını taşır.
Bu görüşün karşısında yer alan diğer tutum ise; maddenin ezeli ve evrenin yaratılmamış olduğunu ileri süren ateizmdir. Ateizm, evreni yaratan ve onun varlığını devam ettiren, özü itibarıyla aşkın Tanrı inancına karşı bir tepki olarak doğmuş olan tutum ya da yaklaşımı tanımlar. Onun doğuşunda ve gelişiminde, her şeyden önce evrenin madde ve fiziki güçlerden meydana geldiğini, yaşamla bilincin farklı formlarının maddenin elementlerinin çeşitli organik formlar şeklindeki bileşimin sonucu olduğunu öne süren materyalizm bulunur.
Modern dönemde, esas olarak da on dokuzuncu yüzyılda ortaya çıkan ateizmin doğuşuna, ayrıca doğadaki düzenin, Tanrı’nın eseri değil de doğadaki evrimin bir sonucu olduğunu ileri süren evrim teorisi oldukça önemli bir etkide bulunmuştur.
Teizim ve farklı formları; yaratımcılık, türümcülük, panteizm
Evrenin kaynağını Tanrı üzerinden açıklayan teizmin birkaç farklı formu vardır. Bunlardan birincisi, evrenin ve yeryüzünün, hayatla insanlığın en yüksek derecede yetkin bir varlığın özel yaratıcı etkinliğinin eseri olduğunu öne süren görüş olan yaratımcılıktır.
Hayvanların ve bitkilerin, belirli ve değişmez türler ve cinsler halinde, birdenbire ve ayrı ayrı yaratıldığını kabul eden yaratımcılık, evrenin ve evrendeki yaşam biçimlerinin doğaüstü bir güç tarafından varlığa getirilmiş olduğunu öne sürer.
O, Tanrı’nın bütün evreni ve evrendeki her tür varlığı yoktan var ettiğini, var olan her şeyi düzenleyip yönettiğini, dünyada olup biten her şeyi denetimi altında bulundurduğunu ileri sürerken, elbette evrimciliğe karşıt bir metafizik öğreti olarak ortaya çıkar.
1.Yaratımcılık, her şeyin, yalnızca Tanrı’nın kararı, planı ve yaratma faaliyetinin eseri olduğunu ileri sürer ve evrenin ve evrendeki her şeyin Tanrı tarafından yoktan var edildiğini, o’nun insanların ruhlarını da doğuş anında ayrı olarak yarattığını öne sürer.
- Türümcülük, Teizmin ikinci şekli, yaratımcılığa karşıt bir metafizik öğreti olarak “türümcülüktür.” Türümcülük ya da sudur teorisi; bütün bir evren ya da varlık alanının bir ve ezeli-ebedi olan yetkin, saf, basit, edimsel ve bölünemez olan aşkın bir varlıktır. Yani o, doğal varlık alanının üstünde olup onu aşar. Fakat o, yaratma bir eylem olup her eylem de bir değişmeyi gerektirdiği için, yaratmanın Tanrı’nın değişmezliğine, saflığına, birliğine, edimsellik ve yetkinliğine gölge düşüreceğini savunur.
Bu yüzden, yaratımcılıktan farklı olarak ilahi yaratma yerine, varlığın Tanrı’dan, Tanrı’nın herhangi bir eylemi olmaksızın, zorunlulukla zuhur ettiğini ileri sürer. Sudur öğretisi, ilk kez Yeni-Platoncu filozof Plotinos tarafından geliştirilmiş. Farabi ve İbn Sina gibi İslam düşünürleri tarafından kullanılmıştır. Öğreti varlıkların, ontolojik statülerini varlığın kaynağına, yani Tanrı’ya olan uzaklık ya da yakınlıklarına tabi kılarken güneş-ışık metaforunu kullanır. Bu anlayışa göre, tıpkı güneşin ışığın kaynağı olması gibi, Tanrı da varlığın ve gerçekliğin kaynağıdır.
Var olan şeyler Tanrı’dan, ışık kaynağı olan güneşten nasıl çıkıp yayılıyorsa aynen öyle çıkıp yayılırlar. Bununla beraber, nasıl ki ışık ışınları güneşe eşit değilse aynı şekilde var olan hiçbir şey de Tanrı’ya eşit değildir. Öğreti, türüm ya da zuhurun zaman dışı bir şey olduğu için, yalnızca mecazi bir anlam içinde, bir süreç olarak betimlenebileceğini ifade eder. Türüm süreci devam ettikçe, varlıklar kaynaktan olan uzaklıklarına göre değer kazanır ya da yitirirler. Türümcülük, sadece yaratımcılıktan değil fakat onun karşıtı evrimcilikten de farlılık gösterir. Zira evrimin kendisi zamansal bir süreç olup ilke sürece içkindir. Dahası evrimde bir gelişme süreci yaşanır oysa türümcülükte varlık kaynağından uzaklaştıkça güç ve değer kaybı söz konusu olur.
- Panteizm, Teizmin üçüncü formu, yaratımcılık ve türümcülük dışında kalan farklı bir versiyonu olan panteizmdir. Panteizmin, diğer iki anlayıştan en önemli farkı onda Tanrı’nın içkin hale gelmesidir. Gerçekten de o sonluyla sonsuz arasında yakın ve özsel bir temas kurmak ve insanı Tanrı’ya yakınlaştırmak amacıyla, var olan her şeyin bir birlik meydana getirdiğini ve her şeyi kapsayan bu birliğin ilahi bir yapıda, olduğunu iddia eder. Yani panteizm, Tanrı’yla evrenin bir ve aynı olduğunu öne sürer. Sonlu ve sınırlı dünyanın ezeli-ebedi, sınırsız ve mutlak Varlık’ın bir parçası, görünüşü ya da tezahürü olduğunu savunur.
Panteizmin düşünce tarihindeki en önemli temsilcisi, Baruch Spinoza’dır. Spinoza, yalnızca tek bir tözün, özü varoluşu içeren yetkin, mutlak ve sonsuz bir varlık olarak Tanrı’nın var olduğunu öne sürmüştür. Sonlu şeyler, insanın duyu yoluyla algıladığı maddi varlıklar, ona göre, Tanrı’nın tezahürleri ya da görünüşleri olmak durumundadır. Onun gözünde, doğa, ontolojik olarak Tanrı’dan ayrı değildir. O, kendisini pek çok şeyde olduğu gibi doğal cisimlerde göstermekte, bireysel varlıklarda tezahür etmektedir. Onun varlığın birliğini ortaya koyan söz konusu panteizmi, “Tanrı’nın her şeyde olduğunu” öne sürmüştür. Panteizmi, işte bundan dolayı, yani varlık dereceleri arasındaki ayırımı ortadan kaldırdığı, örneğin taşla insanı bir tuttuğu gerekçesiyle eleştirilmiştir.
Metafiziksel Kozmoloji