Bilinç Bilinc.tin.us Bilinç(alt)üst Bilinçaltı Bilinçdışı Bilinçüstü- ÜstBilinç Blog Felsefi Deneme His İçsel Yolculuk Kişisel Gelişim Tin

Yaşam Aynası; Kişisel Gelişim ile Ruhsal Boyut Algı Farklılıkları

Yaşam seyri, herkesin ruhsal boyutunu hissedebildiği ölçüde, onu aynı oranda işleyebilmesi ve de yansıtabilmesiyle ilerleyen bir yol güzargahı… bu yolda kişinin gen kazıntılarını aşabilmesi adına öncelikle bunu fark edebilmesi gerekir. Aynı oranda fark edebilmesi için de bunu anlayabilecek ve yorumlayacak, dönüştürebilecek görü yetisi elde etmesi gereklidir.

İçsel çatışmalar aşamasında, gen kazıntıları ve de dış dünya algoritması kapsamında, çeşitli oyunlarla savaşabilmesi adına gerekli içsel donanım bu alanları içerir. Tabii çok daha detaylı ve kapsamlı açınlamalarıyla açıklanabilecek ayrıntıları söz konusudur.

Bireyin İçsel Çatışmaları Hesaplaşması Aşamasında:
Kişisel- Ruhsal Gelişim

Kişisel gelişim, dünya algoritmasında ele alınan ve kişinin bireysel gelişimine odaklı olgular üzerine yapılan çalışmaları kapsar.

Ancak kişisel gelişim kalıbı, içerdiği ve sınırlı boyutu ile eksik kalır. Çünkü kişisel gelişim dünya odaklı bir kavramlar yığını içinde ele alınır ve kişilere bu yönde bir yönlendirme tavsiye eder. Ancak yönlendirici etkenler kişi, ruhsal boyutu ve öz gelişimi ya da içsel çatışmasına dönük bir fikre sahip değilse, özümseme boyutu eksik kalır.

  • Bu aşamada, ruhsal boyut içselleştirilmesi gereken en önemli detayı çerçeveler.

Yine ruhsal anlam ya da ruhsal yükseliş, spiritüellik kavramı, adı altında aslında hem onu hem de her birini, hatalı yansıtma ve de yanlış ifadeleştirme yöntemiyle -oldukları açın derinliğini, -dünya gerçeği ya da algoritmasının oluşturduğu algı kapsamında küçültme yarışı da söz konusu tabii ki…

Ayırdına varmak adına oldukça basit bir açınlama ile bakacak olursak;

  • Kişisel gelişim, eğitim müfredatı gibi daha çok, teori- teknik bilgileri içerdiği gibi bunları dünya algoritmasının algısı dahilinde yansıtır. Ama tabii bunun içine hepsi girer, matematik de psikoloji de … çeşitli kurs ve eğitici aktiviteler de… tabii ki kişinin ilgi alanı doğrultusunda değişkenlik gösterir.
  • Ruhsal gelişim ise, kişi de dünya algoritmasının genişlediği yerde başlar ve açınlama derinliği ile her geçen an, anlam boyutu, kişinin uzuvlarında her birini içselleştirebilmesi ile yani ona yansıyan tüm bilgi açınlarını, sezgi ve his ekseninde bütünleştirebilmesi ile anlama ulaşır, ancak pek tabii bunları yaşama yansıtma açını ya da şekli farklılık gösterir.

Çünkü en önemlisi, içeride anlamak ve o hisle ya da anlamın yansıttığı sezgi yansımasıyla bütünleşebilmek, iyileşebilmektir.

  • Ve öyle olduğunu bilmesi de yine kişinin ruhsal boyutunun açınlama derinliğine bağlı bir yansıma şekli denebilir.
Savaş Verilen Yer Ya da Kişi Dışarıda Değil “İçeride…”

Bireyin içsel hesaplaşması, tüm yaşamı boyunca devam eden içsel bir sinerji yansımalarıyla onunla yansır. Her an farkında olmadığı bir his yumağı ile salınımlara tutulurken an yanılsaması anları, o anların içinden bir diğerine koştururken ve anları birbirinden ayırt etmeye çalışırken, dış dünyanın kalıpları, yargılarıyla uğraşırken ve aynı zamanda zihninin kayıtlığında maruz kaldığı soyut saldırılarla uğraşırken ve içsel bir haykırışın içinde bir tek huzuru dilerken ve basitliği arzularken, ruhunun sızısı özlemi içsel bir ateş olup yakarken içini, dur durak bilmeyen yaşam yanılsamasında sorumlulukları hatırlatılırken ona, hiç anlatamayacağı bir dilin ve hüznün ve aynı anda en güzel sevincin ışığıyla bütünleşen bir aşkınlığına erdiğinde anlar, dingin ve sonsuz ışıltının yanılsamasıyla akan en güzel dinginliğe erebilmenin hissini… ve savaş verilen ne er meydanı ne de zamanın her hangi bir anında yansıma bulan eylemleri ya da yanılsamalar arasında akıp savrulan yansımalar…

Asıl savaştığımız, sonsuz güzellik kaynağından sızan enerjinin kötülüğe dönüştürülen boyutu. Bu nedenle kişi enerji alanını, bütünüyle güzellikle kullanabilmeyi öğrenebilmeli ki –kötülüğün- olumsuz yansımaları da hiçbir şekilde, kişinin uzuvlarında ve ruhunda yansıma bulamayacağı ve o eşsiz dönüşüm anına gelebileceği an doğmalı…

Tabiri caizse kötülük, artık o kişiyle uğraşamayacağını tümüyle kavrayabilmeli.

Güzelliğin yansımalarıyla akabilmesi adına, dünyanın tabiriyle büyük işler yapmış olmasına da gerek yoktur aslında, önemli olan, saf ışıltısını uzuvlarında hissedebilmesi, öyle olduğu takdirde zaten kendiliğinden her şekilde hissettiği güzelliğin yansıma bulacağı hissine erebilmesi yeterlidir, bilinmeli ki dünya algoritmasında görü’den ötesine salınamayan ritimler görünene bakar bir tek, görünenle yetinir.

…görüden ötesine bakabilmek, kişilerde görünenin ötesine bakabilme ve görebilme uzam esasına dayanır.

İnsanların, bu noktayı özellikle anlaması önemli çünkü çoğu kişi, varlığından bi haber, esasen varlığının hakiki değerinden öz güzelliğe dönüşebildiğinde hakiki yansımaların, dünyaya nasıl yansıyabileceğinden uzak, çünkü içinde bulunduğumuz dünya algoritması, dayatmalarıyla insanın öz gücüne erişebilmesini engellemek adına kurulmuş durumda, ancak bu hassas nokta iyi anlaşılmalı ki onların öyle olduğunu varsaymak da yine kişinin içselliğinde bunu ne derecede anlayabildiği ve kavrayabildiği kozmos boyutunda nasıl bir dengeye sığdığı ile alakalıdır.

Yani aslında, onlara bu hakkı, bizzat öyle düşünerek kişinin vermiş olabileceği düşüncesi… Ancak herkesin kişisel düzleminde bu noktaya kendi öz düşünüş süreciyle varması daha iyi kavrayabilmesi adına önem taşıyor.

aynı şekilde, sosyal yaşam da doğal olarak, kişilerin içsel çatışmalarını paylaştığı bir aracı işleyişe sahip oluyor. İşte bu noktada, ayna nöronlar bağlamında gözlemleme yetisi önem teşkil ediyor…

Olumlu- suz- yansımalar ve etkileşim aşamaları

Uzuvlarında sinir hücrelerinin bağlantı noktalarında tıkanıklığa yol açar, negatif oluşum ağırlaşır ve tortuları vücudun enerji boyutunda tıkanmasına sebep olur. Titreşim yayılım etkileşim hızını düşürür ve bulunduğu noktada ağırlaşır, bu noktada daha net algılamak adına şöyle düşünebilirsiniz, tıkanan borular eğer düzenli aralıklarla bakımı yapılmazsa bi noktadan sonra akmayan boru hatları, patlama ya da öncesinde tıkanıklık sinyalini yavaş akması ile belli eder. Tabii zamanında fark edilmezse, tamamen tıkanan boru bir noktadan sonra hiç akmayacaktır.

Aynı şekilde sürekli olarak, kullandığınız yağ şişesini düşünebilirsiniz ya da yağlı yemeklerin tavalarında biriken o tortuları, fark edilmeyen ve sırf yemek ihtiyacını gidermek adına tüketilen yiyeceklerin, yemeklerin önemsenmeyen her bir detayın yaşam alanında, esas olana açılan kapı olduğunu ve ışığın, ruhunuzun yansıyabilmesi ve esas kaynağı kozmosa karışabilmesi adına oradaki hakiki enerjisini yansıtabilmesi konusuna dikkat edilmesi gereken bağlantı noktalarına işaret ediyor.

Hangi şekilde ya da hangi olayla vuku bulduğunu çoğu an tahmin edebilmeniz dahi zorlaşabilir.

Bu noktada sayısız örnek var ancak herkesin anlayabileceği bir dile indirgemek ve gündelik yaşamın içinde her gün karşılaşılan basit gibi görünen detayların aslında nasıl bir rol izlediğini görebilmek adına önemli yaşam alanımızda, yani esas yaşam alanı uzuvlarımızda ve kozmosa açılan kapılarında, bağlantılarında

Ruhsal Boyutun- Dünya Sayıklamaları
Aşkınlık Boyutunda İçsel Sevgi

Yaşam aynası. İçsel bilgeliğe ulaşabilmenin inceliğinde olmalıydı. İçsel yolculukla ilerleyen düşünüm yolu, düşüncelerin aynasında hislerin deminde demlenerek ilerlenmeliydi. Yaşam içsel çatışmaları serdiğinde önüne, hayatın çeşitli yamaçlarında savurduğunda seni döngüselliğin baş döndürücü etkisiyle. Yaşadığın olayların ertesinde ya da öncesinde içinde biriken tüm acılarını ve aşamadığın içsel çatışmaları, çıkaracaktı karşına…

Sen yanılsamalar arasında savrulurken, anlamayacaktın ne yaşadığını ya da yaşadığını niçin yaşadığını… savrulacaktın dış dünyanın girdaplarında fırtınaya tutulacaktın kimi an, aşamadığın dalgalarla savaş verecektin bir başına… anlamalarını beklemeyecektin onun bunun şunun diğerinin, aşılacaksa o fırtına, bir başına aşacaktın… eğer tam da senin içinde hissettiğin gibi anlaşılmasını beklersen, daha fazla geleceklerdi üzerine ve yığılacaktı kütlelerce ağırlık uzuvlarına, çünkü dış dünya algoritması öyle işlenmişti. Ruhun anlatılamaz bir sancıyla inleyecekti… dünya da olmanın ağırlığına tutulacaktı o hafif salınımlarıyla…  nasıl da ifade edilemez bir sancıydı onun hafifliğinde…

Ve tutulduğu sancısından kaldırıp başını bakabilirse eğer, her yerde her tınıya işlenen onu bekleyen ve ona yol gösterebilmek adına bekleyen işaretlere ve mesajlara…

işte o an güzelleşecekti yolu sancısından sıyrılana kadar, tabii her defasında defalarca tekrar tekrar düşecekti kaçınılmazdı.

Ve işte kişi, bu yol da ne denli düşebildiyse içsel yolculuğuna aşkınlık boyutunda boyutsuz salınımlara ve ne ölçüde işleyebildiyse özünü bilgelikle, o oranda dans edebilmenin hazzına erecekti O’nunla…

 Yaşam Aynası: Sönümlere tutulan ruhun ışığın Parlaması
Ruhun Işıldaması

Tabii ki herkesin yol haritası aynı değildi yaşamda. Sönümlere tutulan ruhunu hissedenle ya da dünyada olma haline kozmos salınımlarıyla tutuşanla, bir tek yaşamda akıp gitme veya sürüklenme ile yansıma bulma durumunda farklı olacaktı, engeller engebeli yollar…

  • Ve sonsuz huzuru hissedebilenin içsel sevgisi ve yaşam aynasında salınımları.

 

Ruhsal Bilgelikle İçsel Çatışmaların Çözümlenmesi

Vücudunuz, esas senfoniye karışabilmek ve onu yansıtabilen bir ritim olabilmek adına esnek ve de kilitli olmayan, tıkanmamış sinir hücrelerine ihtiyaç duyar.

Düşünün ki öfkelendiğinde insan, bilinci bir anda çekilir, o an yansımalarının uzaması ve kişinin fark edebilme süresi ise, zihninde ne derece o yansımalara izin verdiği ile alakalı gelişir.

  • Kişi, bilincini kalbinin ışığında eğitebilmeyi ve geliştirebilmeyi o denli güzel öğrenebilmeli ve hissedebilmelidir ki o an geldiğinde, kendini ve de etrafında gelişen olayı, hızlı bir şekilde gözlemleyebilmelidir.

Tüm bu süreç ve tanımlamalar, aslında herkesin içinde bulunduğu algı ya da alışageldiği kalıplar doğrultusunda da açıklamaya müsait. Bu noktada önemli çünkü herkesin alışageldiği olguları eğer kendi gelişim boyutunda, gelişime, öğrenmeye açık değilse, diğer söylemleri algılama boyutu uzun sürebilir. Kişisel olarak istekli olmadığı içinde büyük ihtimalle hakiki boyutta algılayamayabilir.

  • Bu sebeple herkesin alıştığı ya da algılama boyutu çerçevesinde izah edebilmek gerekir. Din olgusuna alışıksa o şekilde ya da bilime yatkınsa bilimsel terimlerle… aslında pek tabii hepsi bir bütünü açınlayan olgular olduğu gibi bir noktadan sonra da algılama boyutu açısından kavramları- kalıpları ortadan kaldırılarak anlamaya, düşünmeye çalışmak gerekir.

Her birini, birkaç kişi üzerinden değil genel kanılar doğrultusunda yazmaya gayret gösteriyorum. Ayrıca tüm bunları geçilen boyutun ve de aşılması gereken kazıntıların aşılması adına. O’nun dili olmanın yansımasında aktarmaya özen gösteriyorum.

O’ hakiki anlamda, anlaşılmadığının hissinde ve de en güzel yansımalarla onu aktarabilmenin aşkınlığına düşenin izinde yansıma bulabilmenin, herkese öz güzelliğini ifade edebilmenin salınımında…

Yaşam Aynası, Soyut Olan Güzelliği Algılama-Hissedebilme ve Somut Olana Aktarabilme Sanatı

Yaşam aynasının, tümüyle yanılsama olduğunu bile bile ve de kendinden kendine olan yolculuğunda bir yansımalar topluluğu olduğunu bilerek, soyut olanın yansımasında güzelliği somutlaştırma hissine sığınabilmeli, sen güzellik diye sayıkladıkça pek tabii daha çok üzerine geleceklerini de bile bile…    

 

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir Cevap Yazın