Eğitim felsefesi, genel anlamda eğitimi, felsefi bir tutum ya da yöntemlerle konu edinen, felsefenin bir alt türü şeklinde tanımlanabilir.
- Eğitimin, ne olduğunu tartışan, sorgulayan, “eğitim” kavramını belirleyen faaliyetleri ve alanlarını meydana getiren bu kavramları sorgulayarak çözümleyen felsefe disiplinidir.
Eğitim alanına özgü kavramlar dahilinde, yargıları analiz eden, bu noktalarda adı geçen argümanların yapısını incelerken, aynı zamanda eğitimin amaçlarını da ele alır.
Yaklaşık iki bin beş yüzyıldan beri, eğitim alanında konu edinen alanları ele alan eğitim felsefesi tarihi Yunan filozofları Sokrates ile Platon’dan itibaren değerlendirildiği söylenebilir.
Eğitim felsefesinin konuları ve boyutları:
Eğitim felsefesi denildiğinde, eğitim kıstasında yer alan ve de eğitime dahil olan kişiler ve kişilerarası etkileşim de akla gelmelidir.
- Bunların en başında, öğrenci ya da eğitilen kişi, öğretmen veya eğiten kişi.
- Öğretim içeriği- müfredat
- Eğitim faaliyetinin kendisi ve amaçları
- Eğitim yoluyla kazandırılan değer ve tutumlar yer alır.
Kısacası, eğitim felsefesinin de “felsefenin teorik ve politik temel boyutları olduğu gibi epistemoloji, ontoloji, etik, siyaset vb.” boyutları vardır.
- Örneğin öğrenci ve öğretmenin hem kendileriyle hem de öğrencilerle öğretmenler arasında kurulan ilişkinin mahiyetinin, “eğitim felsefesinin varlık ya da ontolojik boyutunu” meydana getirdiği belirtilebilir.
Eğitim felsefesi: Epistemolojik boyutu
Eğitim felsefesinin, epistemolojik boyutu, eğitim faaliyeti esnasında öğrenciye kazandırılan bilişsel alışkanlıklarla öğretilen bilgi ve bu çerçeve içinde, gündeme gelen öğrenme kuramları, eğitmen tarafından kullanılan öğretim yöntemleri, eğitim felsefesinin bilgi-epistemolojik boyutunu belirler.
Eğitim felsefesinin, etik boyutu:
Eğitim felsefesinin etik boyutu, epistemolojik tarafından ele alınan, gerçek eğitim ve öğretimi aşılamadan ya da ideoloji aktarmaktan ayıran ölçütlerin, ne olması gerektiğiyle ilgili tartışmalar, etik boyutunun ana hatlarıyla ortaya serer.
- Böylece, eğitim felsefesinin etik boyutu, eğitici faaliyetler sırasında uyulması gereken kurallarla ilkelerin ve eğitilecek kişilere aktarılacak değerlerin, ne olması gerektiğini sorgular, ahlak eğitiminin ne olduğunu araştırır.
Eğitim felsefesinin pratik boyutuna, politika felsefesi de girer. İşte bu bağlamda eğitimin, toplumun sosyal ve politik boyutuyla olan ilişkisinin, eğitimin politikasını oluşturduğu söylenebilir.
Politik boyutu:
Eğitimin toplumu, şekillendirme ve amaçlarını belirleme noktasında, gündeme gelen misyonu, demokrasi benzeri yönetim biçimleri ve çok kültürlülük türünden ideal politik durum ya da yönelimlere verdiği pozitif destekle, mevcut sosyal ve politik düzeni koruyup yeniden üretmeye mi yoksa dönüştürmeye mi yönelik olduğu, eğitim felsefesinin, politik boyutu içinde yer alır.
Eğitim felsefesi: Kavramsal-analitik, bütünleştirici- normatif, eleştirel boyutları
Eğitim felsefesi, disiplini olduğu felsefeye, sadece alanları ya da dalları açısından değil aynı zamanda, felsefenin araştırmasının niteliği bakımında da benzer olduğu söylenebilir.
- Buna göre, eğitim felsefesinin, felsefenin kendisinde olduğu gibi, kavramsal ya da analitik, bütünleştirici ya da normatif ve eleştirel boyutları vardır.
Eğitim felsefesinde, özellikle 20.yy da bu boyutları belirgin hale gelecek şekilde, “üç temel ya da eğilimin” bulunduğu anlamına gelir.
1. Normatif ya da buyurucu yönelim:
Eğilimlerden ilki, normatif ya da buyurucu yönelimdir. Günümüzde de halen etkin olan ilgili boyutu, eğitim felsefesinin en eski ve de en etkili yönelimi temsil ettiği belirtilir.
- Normatif ve bütünleştirici bir yönelime sahip olan eğitim felsefecileri;
eğitimin ne olması, öğretim faaliyetlerinin nasıl düzenlenmesi gerektiğiyle ilgili olarak, felsefi bir biçimde savunulup haklılandırılmış bir eğitim felsefesi öne sürerler.
Söz konusu normatif yönelim, pek çok açıdan insanların eğitim felsefesinden beklendikleri şeyi ifade eder.
- Eğitim felsefesinden ve dolasıyla normatif/ preskriptif yönelimden beklenen, onun eğitim konusunda daha geniş bir perspektif daha kuşatıcı bir sosyal vizyon, insanın hayatıyla olduğu kadar toplumsal yaşamla da ilgili birtakım yüce amaçlar ortaya koymasıdır.
Bu bütünleştirici ve normatif yönelim, geçmişte baştan sona normatif olduğunu söyleyeceğimiz klasik eğitim felsefesinde somutlaşır.
- Örneğin idealizm benzeri belli bir felsefe anlayışından hareketle, eğitimin nasıl anlaşılması, onun ne şekilde olması gerektiğini söyleyip anlayışını ya da eğitim telakkisini uygulamaya dönük belli bir eğitim kuramı yoluyla ifade eder.
2.Analitik yönelim:
Analitik yönelim ise, normatif, bütünleştirici yönelimin klasik eğitim felsefesinde somutlaşmasına, kaynağında klasik felsefesinin bulunmasına benzer şekilde, hareket noktasını yirminci yüzyılda Anglo- Sakson, dünyada ortaya çıkan analitik felsefeden alan analitik eğitim felsefesinde cisimleşir.
- Analitik eğitim felsefesi, kendisini belli bir felsefi tevazuuyla dışa vurur.
- Analitik yönelime sahip eğitim felsefecileri, bu yüzden toplumlara ya da insanlara eğitimle ilgili tercihlerinin ne ya da nasıl olması gerektiğiyle alakalı telkinlerde bulunmanın ne doğru ne de etik olduğunu düşünür.
Bunun yerine eğitimle alakalı temel kavramları açıklığa kavuşturmayı, insanların eğitim konusunda birtakım tercihlerde bulunur ya da kararlar alırken dayandıkları argümanları, geliştirdikleri akıl yürütmeleri aydınlatmaya çalışır.
3.Kritik ya da eleştirel eğilim:
Günümüz eğitim felsefesinde kendisini gösteren üçüncü temel yönelim, kritik ya da eleştirel eğilimdir.
- Söz konusu yönelim, aslında büyük ölçüde analitik yönelime benzer şekilde, zemini temizlemeye, yanlış kavrayış ve hatalı izlenimleri açığa çıkarmaya, ideolojilerin yarattığı yanılsamaları bertaraf etmeye çalışır.
Yürürlükteki hakim ideolojinin, eğitimden faydalanan insanların ve toplumsal sınıfların çıkarlarının yanlış temsiline yol açtığını, eğitimle ilgili hatalı algı ve yanlış kavrayışların, dezavantajlı grupların ihtiyaçlarıyla gerçek çıkarlarını kararttığını düşünen eleştirel yönelim sahipleri, bu yüzden öncelikle yanlış algıları, hatalı kavrayışları düzeltme, ideolojilerin maskelerini düşürme amacı güder.
- O, daha iyi ve daha adil bir toplum yaratma amacı doğrultusunda hareket eder ve eğitimi de bu amaç doğrultusunda dönüşüme uğratılması gereken bir yapı olarak değerlendirir.
Kritik yönelimin diğer iki temel yönelimden farklılaşmasını sağlayan, felsefe anlayışıdır.
- Eleştirel yönelimle eğitim felsefecileri, felsefeyi ne sadece bir araçlar ve yöntemler stoku ne de salt bir teori ya da sistem olarak görür.
Bunun yerine, felsefeyi, özellikler de bastırılmış sosyal sınıfların, dezavantajlı toplumsal grupların çıkarlarını korumanın, onların yararlarına hizmet etmenin entelektüel aracı haline getirirler.
- Bu yüzden onların eğitim felsefeleri, gücünü baskıcı topluma meydan okuma, bireyleri bilinçlendirip özgürleştirme talebinden alırken, iktidar eleştirisiyle, hegemonya karşıtlığıyla, farklılıklara vurgu yapma gayretiyle seçkinleşir.
Klasik Eğitim Felsefesinde Temel Akımlar
Eğitim felsefesi, geleneksel anlamda Antik Yunan filozofları tarafından hayata geçirilmiştir. Sokrates ile Platon’dan başlayarak, 20.yy ortalarında Dewey’e kadar uzanan bir süreci kapsar. Klasik eğitim felsefesi aynı zamanda “izmler” yaklaşımı olarak da bilinir.
- Klasik eğitim filozoflarının;
- idealizm, pragmatizm, realizm, natüralizm, egzistansiyalizm benzeri genel felsefi sistem ya da akımların eğitim alanındaki temsilcileri olarak, ortaya çıktıkları söylenebilir.
Klasik Eğitim Felsefesi, Eğitim sürecinin ne şekilde olması, nasıl bir insan yetiştirilmesi, öğrenciye hangi bilgi, beceri ve değerlerin aktarılması gerektiğini bildirme iddiasıyla ortaya çıktığı için, tamamıyla normatif ve bütünleştirici bir anlayışı ifade eder.
Hi, Neat post. There is a problem with your web site in internet explorer, could check this?K IE still is the marketplace leader and a big portion of other people will omit your magnificent writing due to this problem.