Bilinc.tin.us Çocuklukta Sosyal Gelişim Psikoloji

Psikanalitik Kuram Nedir?

Psikoseksüel Gelişim Kuramı

Psikanalitik kuram, Psikoseksüel gelişim kuramı açınlaması ile Sigmund Freaud’un psikanalitik kuramlarından biri olup, sosyal ve kişilik gelişimiyle ilgili çalışmalarını içerir.

  • Sigmund Freaud (-1910), tarafından geliştirilen psikanalitik kuram, insanın, çoğunlukla farkında olmadığı dürtüler ve çatışmalarla hareket eden bir varlık olduğunu varsayar.

Bu anlamda psikanalitik kuram, insan davranışlarını anlamada bilinçaltı süreçlerin önemine vurgu yapar.

Freud’a göre insan, Eros ve Thanatos olmak üzere iki temel dürtüyle dünyaya gelir.

  • Eros ya da yaşam içgüdüsü, yeme, içme, cinsellik gibi yaşamı devam ettirmeye yarayacak bedensel bütün ihtiyaçları karşılayan aktiviteleri yönetir ve hayatta kalmayı sağlar.
  • Thanatos, ölüm içgüdüsü ise dövüşme, öldürme, mazoşizm (kendine acı ve zarar verme) gibi davranışlarla ifade edilen yok edici bir güçtür.

Freud gelişimi, içgüdüsel enerjinin organizasyonu ve yönlendirilişindeki değişim olarak görür. Geliştirdiği Psikoseksüel Gelişim Kuramında enerjiyi, cinsel enerji-libido olarak tanımlar.

Çocuğun yaşı ilerledikçe bu enerji yer değiştirir ve bedenin farklı bölümlerinde yoğunlaşır. Bu bölgelerin birinden diğerine geçiş ile yeni bir gelişim dönemi başlatır.

  • Çocuklar, oral (0-1), anal (1-3), fallik (3-6), gizil (6-13 yaş) ve genital (13-19 yaş) olmak üzere beş ayrı gelişimsel dönemden geçerler.
  • Ancak Freud’a göre gelişim, üçüncü dönem olan fallik dönemin sonunda esas şeklini alır.

Freud, çocuğun, psikoseksüel gelişim dönemlerinin her birini başarıyla tamamlayabilmesinde, ebeveynlerin önemli rol oynadıklarına inanır. Gelişim sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesine engel olan iki temel olumsuz süreç vardır ona göre.

  • Engellenme ve aşırı doyum.

Psikoseksüel Gelişim Kuram’ına göre, belli bir dönemde belli bir bölgede engellenme ya da aşırı doyum yaşayan çocuk daha sonraları o bölgeyle ilgili aşırı faaliyet ya da takılma gösterebilir.

  • Örneğin ilk yılda, ağız bölgesindeki faaliyetler (örneğin süt emme, emzik ya da parmak emme) ilgili engelleme ya da aşırı doyum yaşayan bir bebek, yetişkin yaşamında tırnak yeme, sigara içme, yeme bozukluğu gibi bir oral takıntıya sahip olabilir.

Kurama göre, her ikisi de olumsuz olmakla birlikte, bebek için o yaş döneminde önemli olan deneyimin katı şekilde engellenmesi, aşırı doyurulmasından daha güçlü takılmalara yol açacaktır. Freud’un bu noktadaki vurgusu, erken yaşlardaki deneyimlerin yılarca bizimle olacağı ve yetişkinlikteki ilgileri, tutumları ve kişilik özelliklerini kuvvetle etkileyebileceğidir. Fakat görgül araştırmalar bu görüşü desteklememektedir.

Psikanalitik Kuram: Freud çocuğun kişilik gelişimi görüşü

Freud, (1933) çocuğun kişilik gelişimini üç farklı yapı içinde tanımlar.

  • İd-Dürtü
  • Ego- Rasyonel
  • Süperego-Ahlak

İd, doğuştan var olan ve yeni doğan bebeğin biyolojik içgüdülerini doyurma fonksiyonu bulunan yapıdır. Bebek içgüdüsel dürtülerle donanmış olarak dünyaya gelir. Bu dürtüler yani id, bilinçsizce ve irrasyonel şekilde işler. Bebek hem açlık, susuzluk gibi fiziksel hem de duygusal uyarılma gibi psikolojik ihtiyaçlara sahiptir.

Aç olduğunda ya da altını ıslattığında, bu ihtiyaçları giderilen kadar mızmızlanıp ağlar.

-Bebek geliştikçe id’den ego ve süperego ortaya çıkar.

  • Ego, kişiliğin bilinçli, rasyonel kısmını oluşturur.
  • Ego’nun işlevi, içgüdülerin rasyonel bir biçimde doyumunu sağlamaktır.
  • Ego’su olgunlaştıkça çocuk irrasyonel id’ini kontrol etmeyi ve kendi başına ihtiyaçlarını gerçekçi bir şekilde karşılamanın yollarını bulmayı öğrenir.
  • Örneğin aç çocuk ağlayıp bağırmak yerine, yiyeceğe nasıl ulaşabileceğini düşünüp mantıklı bir yol bulabilir. (Annesini arayıp onunla yiyeceği temin etme gibi)
  • En son gelişen kişilik yapısı süperego’dur.

Süperego, çocuğun hareketlerine rehber olan ahlak kurallarından oluşur. Gerçek anlamda bir içsel denetçidir. Süperego’nun gelişimiyle, çocuk ebeveynlerinin (özellikle hemcins ebeveyninin) ahlaki standart ve değerlerini içselleştirir. Bu 3-6 yaşları arasında olur.

  • Süperego’nun gelişimi, önemli bir süreçle, içselleştirme süreciyle çok yakından bağlantılıdır.

İçselleştirme yani toplumsal değer ve davranışları kendisininmiş gibi benimseme, süreci tamamlandığında, çocuk doğru-yanlış arasındaki farkları kendiliğinden bilir, bir yetişkinin gözetimi olmaksızın gerekli ahlaki davranışları gösterir hale gelir.

Bunu yapması, vicdan gelişimi ve ona bağlı olarak ortaya çıkan ahlaki duygular, suçluluk ve utanç, sayesinde olur. Suçluluk ve utanç duyguları içsel ceza mekanizmasıdır. Bunların gelişmiş olması dışsal bir yaptırıma gerek bırakmaz. Çocuk, ihlal davranışlarının farkına kendiliğinden varır ve etik olmayan hareketlerinden vicdanı sebebiyle kaçınır.

  • Özetle, vicdan ve içselleştirme gibi önemli gelişimsel süreçlerden süperego sorumludur. 3-6 yaşlarındaki ebeveyn-çocuk ilişkisi süperego’nun gelişiminde çok etkilidir.

 

  • Eros: Bireyin ve türün, hayatta kalmasını sağlayan nefes alma, açlık ve cinsellik gibi içgüdüler.
  • Thanatos: Doğuştan getirilen ölüme dair içgüdüler.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir Cevap Yazın