psikoloji tarihindeki bazı akımlar
Bilim Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar Sosyoloji

Medya Nedir? Medya Anlam Ölçeği Nasıl Olmalı

Medya nedir sorusuna karşılık, öncelikle medya kelimesinin, kelime anlamı akla gelse de aslında genel perspektifte anlam karşılığının daha fazla olduğunu bilmekte ve anlamakta fayda vardır.

İngilizce karşılığı media’dır. Latincede araç, ortam, aracı gibi anlamlara gelen, medium teriminden türediği bilinir.

  • Birbirleriyle iletişimi olmayan, iletişim kuramayan, iki düzleme ya da iki bağlam arasında iletişimi sağlayan araçlar medya olarak tanımlanır. Bu noktada dikkat edilmesi gereken, medya teriminin çoğul olarak, bu iletişimi mümkün kılan araçlara karşılık geldiği olmalıdır.
  • Bu bağlamda bakıldığında; sözcüğü tekil, yani tek bir araç olarak görerek, farklı iletişim araçlarından bahsederken, medyalar, şeklinde söylenmesi hatalı bir kullanım sayılır.

Medya teriminin anlamını karşılamak üzere, son dönemlere kadar -kitle iletişim araçları- kavramı kullanılmış olsa da özellikle, son 20 yıldır, medya sözcüğü yaygın olarak kullanıldığı söylenebilir.

  • Günümüzde kitle iletişimi, kitle iletişim araçları ya da bugün kullandığımız şekilde, medya denildiğinde hangi iletişim araçları aklımıza gelmeli ya da hangileri işaret ediliyor?
  • Geniş açıdan bakıldığında; kitap, gazete, dergi, broşür, bildiri, funzin, billboard, telefon, mobil telefon, VCD, DVD, radyo, sinema, televizyon, internet gibi iletişim araçları, bu kavramların sınırları içinde düşünülebilir.

Günümüzde toplumsal iletişim büyük ölçüde, bu amaçla geliştirilmiş, ileri teknoloji ürünü araçlarla, gerçekleştirildiğinden dolayı medya denildiğinde, çoğunlukla -kitle medyası- yani kitlesel düzeyde erişime ya da etkileşime olanak sağlayan araçlar;

  • özellikle radyo, gazete, televizyon, internet kastedilir.

Tabii ki iletişim teknolojilerinden bahsederken, sadece teknik araçlardan bahsedilmez, aynı zamanda teknoloji; onları ortaya çıkaran, bilgi, algı, tasavvur, üretim, değerler bağlamının tümüne karşılık gelir.

Alman filozof Martin Heidegger’in, ünlü ifadesiyle “teknoloji hiç teknik bir olgu değildir.” Teknoloji, tekniklere dair bilgiyi içermekle beraber, asıl bunların fikrini ve bu fikrin toplumsal meşruiyet kaynaklarını içerir.

  • Teknoloji, çağının ruhunu, toplumsal ilişkilerini ve bunlara hakim olan iktidar yapılarına ilişkin, ön-kabulleri de beraberinde getirir. Bu anlamda ideolojik bir olgu olduğu göze çarpar ve “iletişimin öncelikle teknik değil, kültürel ve politik bir olgu olduğunu” vurgulamak gerektiği, uzmanları tarafından belirtilir.
  • Teknoloji ile iletişim, terimleri dahilinde kapsadığı alan ve anlamlarıyla, ideolojik olduğu genel anlamda anlaşılması gerektiği belirtilir.
Kuramsal Bakışla

Kuramsal bakışla, iletişim sürecini ve ortamını anlamaya çalışırken öncelikle, medyanın hitap ettiği izleyen kitleden, yani izleyici-dinleyici-okuyuculardan, hitap ederken aktardığı içerikten ve söz konusu içeriği, önemli ölçüde üreten kurumsal yapıdan söz edilmektedir.

Medyayı aynı şekilde, medya-toplum ilişkisini anlamak adına, bu üç boyutu mümkün olduğu kadarıyla beraber düşünmek gerekir.

  • İzlemek, eylemi; seyretmeyi, görmeyi ifade etse de medya çalışmalarında “izleyici” ya da “izler kitle” sözcüğü, bütün medya tüketicilerine karşılık gelecek şekilde kullanılır.

Peki izleyici olmak, medya ne aktarıyorsa ya da ne gösteriyorsa, onu olduğu gibi almak, edilgin tutumla kabul etmek anlamına mı gelir?

  • Medyanın işlevi, sadece bir noktadan diğerine aktarılan içeriklerle mi sınırlıdır? Yoksa bu içerikler, bireyin toplumsal ilişkilerine katkıda bulunur mu?
  • İzleyicilerin toplumsal dünyayı yorumlamalarında medyanın üstlendiği rol nedir?
  • Medya organlarının genel olarak, kar amacıyla işleyen kuruluşlar olduğunu ve büyük sermayedarların elinde bulunduğunu düşündüğümüzde, medya içeriklerine sadece, medya profesyonellerinin karar verdiği söylenebilir mi?
  • Medyanın yönetimi, sadece ona sahip olanların kontrolünde midir? Devlet aygıtının ve siyasi iktidarların medya üzerindeki açık ya da örtük baskı ve müdahalesi yok mudur?

Ülkemize baktığımızda, RTÜK-Radyo-Televizyon Üst Kurulu örneğinde gördüğümüz denetleme-düzenleme kuruluşlarının medyaya yönelik ne gibi yaptırımları söz konusudur?

  • İlgili soruların yanıtları, farklı yaklaşımlar ekseninde, çok boyutlu seçeneklere sahip gibi görülebilir. Fakat bireylerin algısı doğrultusunda, karmaşıklığın ortasındaki basit cevaplar da göze çarpacaktır.

 

Medya Araştırmalarının Tarihçesi ve İlk Kuramsal Yaklaşımlar

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

1 Yorum

  1. […] Medya Nedir? Nasıl Ele Alabiliriz? […]

Bir Cevap Yazın