Eğitim Felsefesi Felsefe

Pragmatist Eğitim Felsefesi

Pragmatist Eğitim Felsefesi, bireyin, her şeyin belirleyicisi olması anlamında, öznelciliği benimseyip hakikatin ve ahlakın kurucu unsuru olduğunu düşünen ve buradan sonuçlar çıkaran bir akımdır.

  • Yirminci yüzyılın başlarında, önce Charles Sanders Pierce (1839-1914), James ve  John Dewey (1859-1952) tarafından geliştirilmiştir.
  • Aynı zamanda, toplum ve eğitim arasındaki ilişkiyle ilgilenir. Diğer bir anlamla, eğitimin bireysel olduğu kadar sosyal boyutuna da vurgu yapar, onun sosyal fonksiyonunun altını çizer.

Pragmatizmin eğitim felsefesi, çocuk ya da öğrenci merkezli eğitim felsefesi geleneğini sürdürür, onu daha yüksek bir noktaya taşır.

  • Aynı zamanda Pragmatizm, büsbütün yeni bir felsefe değildir. Klasik natüralizmin ve liberal dünya görüşünün, sanayileşme sonrasında Amerikan ruhunda ortaya çıkan yeni bir versiyonu olduğu belirtilir.
Pragmatizm ile Eğitim

Eğitim, bireyin sağlıklı gelişimine olduğu kadar, toplumun demokratik ilkeler doğrultusunda inşasına da katkı yapar.

  • Pragmatizm açısından da eğitim, çocuğun, belli bir kültür çerçevesi içinde belli ölçüler dahilinde gelişip olgunlaşırken, grup hayatının ya da sosyal yaşamın birleştirici unsurlarını meydana getiren dili, beceri ve bilgileri kazanmaya başladığı zaman ortaya çıkar.

Eğitimin, sosyalleşmeyi ve kültürlenmeyi temin etmek gibi sosyal bir takım amaçlarının olduğunu ifade eden pragmatizm, söz konusu sosyal perspektiften hareketle, onun hem muhafazakar hem de liberal bir boyutu olduğunu ifade eder.

  • Eğitim, yetişkinlerin kültürel mirasını, toplumun henüz olgunlaşmamış üyelerini meydana getiren çocuklara, aktarmak suretiyle kültürel sürekliliği temin ettiği için, zorunlu olarak muhafazakar olmak durumundadır.
  • Fakat pragmatizm, eğitimi, muhafazakar boyutuyla sınırlamaz.

Eğitimi daha geniş ve dinamik bir anlam içinde ele alan pragmatist eğitim anlayışı, genç kuşaklara aktarılan dil ve teknoloji gibi kültürel araçların miras alınan kültürü değişime uğratma ya da dönüştürüp yaratma imkanlarını da taşıdığını söyler.

  • Kültürün de sürekli bir değişme sürecine tabii olduğunu düşünür.

Pragmatist eğitim felsefesine göre, insanlar özellikle bilimsel yöntemi kullanmak suretiyle, kültürü yeniden yaratma, değişmenin doğrultusunda belirleme ve bu süreç üzerinden de kendilerini ve geleceklerini şekillendirme imkanı bulurlar.

Pragmatist eğitim felsefesi, eğitimin amaçlarıyla esasen bireysel amaçları anlatmak ister.

  • Bu açıdan bakıldığında, pragmatizm açısından eğitimin en yüksek ya da nihai amacının gelişme olduğu, bunun da çok büyük ölçüde deneyimin sonraki tecrübelerin denetlenmesini ve yönlendirilmesini temin edecek şekilde yeniden inşasına karşılık geldiği söylenebilir.
  • Bu bağlamda geleneksel okulun hazırlanma öğretisine yaptığı vurguya karşı çıkar.

Söz konusu hazırlama öğretisine göre, öğrenciler okuldaki eğitimleri sırasında aldıkları dersleri, okulun tamamlanmasının ardından karşılaşacakları durum ve olaylara hazırlanmak amacıyla öğrenirler.

  • Hayatı, değişen bir dünya ve toplum içinde yaşanan bir süreç olarak değerlendiren pragmatizm eylemi okul sonrasına ertelemenin öğrencileri hazırlanmış oldukları dünyadan farklı bir dünyaya hazırlamak olduğunu ileri sürer.
  • Bu yüzden, o uzak bir geleceği beklemek yerine, öğrencilerin okulda mevcut problemleri çözmelerini temin edecek ilgi ve ihtiyaçlara göre hareket etmelerinin sağlanması gerektiğini savunur.

Buradan yola çıkıldığında, eğitime pragmatik yaklaşım, insanın eylemlerinden yola çıkar ve insan eyleminin olağanüstü büyük önemi üzerinde durur.

  • Pragmatist eğitim felsefesi, gelişmeyi en temel amacı yaptığı eğitimi, eğitilen insanın deneyimin sürekli bir biçimde değişen dünyasına uyarlanması süreci olarak görür.

John Dewey, bu temel üzerinde eğitimi “deneyimin sürekli bir yeniden inşası” olarak tanımlamıştır.

  • Eğitim, hayata hazırlık olmaktan ziyade, hayatın bizzat kendisi olmak durumundadır.
  • Eğitim, dünyanın büyük bir hızla dönüşen yapısına, kültürün değişen koşullarına başarıyla uyum sağlamanın bir aracıdır.

Buradan hareketle, pragmatizmin eğitim alanındaki ifadesi ya da karşılığı, ilerlemecilik ve yapılandırmacılık olduğu söylenebilir.

Esas itibarıyla Aydınlanmayı karakterize eden bir özellik, hatta ideoloji ya da on sekizinci yüzyıldan başlayarak ileriye doğru akan bir sosyo-politik hareket olarak progresivizm,

  • eğitim alanında da sosyal gelişmeyi, toplumun mevcut durumundan daha iyi bir hale gelmesini kendisine temel amaç olarak alır.
İlerlemecilik

Pragmatizmin eğitim teorisine karşılık gelen ilerlemeciliğin, eğitimsel amaçları arasında ilk sırayı,

  • bireylerin gelişmesini temin etmesi, onlara kendi bilgi kavrayışlarını yapılandırma ya da inşa etme imkanı sağlanması yer alır. 
  • Bu inşa ya da yaratma süreci ise, büyük ölçüde bireylerin bildikleri ve inandıkları şeylerin yeni karşılaştıkları olay, etkinlik ve fikirlerle karşılıklı bir ilişkiye sokulmasından meydana gelir.
  • Bu yüzden eğitim pratiğinde, öğrencilerin anlamı inşa etmelerini mümkün kılacak etkinlikler, onların mevcut bilgilerine yeni bilgiler katmalarını temin edecek bir müfredat programı, işbirliği içinde karşılıklı öğrenme anlayışı projelere dayalı değerlendirme teknikleri çok önemli bir yer tutar.

Her öğrencinin kendine özgü eşsiz bir potansiyeli olduğunu, eğitimin görevinin bu potansiyeli tam olarak hayata geçirmek olduğunu bildiren pragmatizm, gelişme kavramı altında eylemle bilgiyi teoriyle pratiği bir araya getiren bir okul ve eğitim anlayışının savunuculuğunu yapar.

pragmatizm, liberalizme ve dolasıyla reformizm muhafazakarlığına baskın çıkar,

  • okulu Amerikan toplumunu hızlı bir şekilde dönüştürmekte olan yeni bilimsel, teknolojik ve kültürel gelişmelerin hem doğal bir müttefiki hem de en önemli mekanı olarak değerlendirir.

Pragmatizm bu noktada, öğrencilere söz konusu gelişmeleri anlama ve yeni Amerika’yı şekillendirirken bütün bu bilimsel ve teknolojik gelişmelerden faydalanma imkanı temin etmeyi amaçlamıştır.

Bu yüzden liberalizminin reformist boyutu içinde, okulu her şeyden önce öğrencilerin ya da bireylerin sosyal yaşama katılma yeteneklerini, toplumun karşı karşıya kaldığı problemlere uygulayacakları eleştirel zekayı, problem çözme becerisiyle refleksif düşünme yeteneklerini kazanıp geliştirecekleri bir mekan olarak anlar.

  • Çocukla toplum ilgiyle disiplin, meslekle kültür, bilgiyle eylem arasındaki geleneksel karşıtlıklara meydan okuyan pragmatizm, okulda her şeyden önce aktif araştıran bir sınıf ortamı yaratılmasının pragmatist amaçlara ulaşmak açısından vazgeçilmez olduğunu savunur.

Pragmatist okul anlayışında, öğrencinin ilgisinin oraya çıkarılması onda merak duygusunun kazanılması büyük bir önem arz eder.

  • Okulun öğrencilerde bir araştırma ruhu geliştirebileceğini savunan pragmatizm, onun öğrencilerin sosyal hayatta ihtiyaç duyacakları problem çözme becerisini kazanabilecekleri yegane yer olduğunu öne sürer.

Pragmatist eğitim anlayışı, müfredatta olağanüstü büyük değişikliklerle ya da kapsamlı birtakım değişiklikler yapma önerisiyle ortaya çıkmaz. Başka bir anlamla, onun yeniliği müfredatın içeriğinden ziyade yapısıyla söz konusu eğitim programının çocuğa nasıl verilebileceğiyle ilgilidir.

  • O bu yüzden müfredatı öğrencinin gerçekten işine yarayacak onu her yönüyle geliştirecek bir eğitim programına dönüştürebilmek için, ondaki “bilme” boyutuna “yapma” boyutunu ekler.

 

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir Cevap Yazın