Bilinc.tin.us Deneme Felsefe

Genetik Bilgiyi Etkileyen Faktörler

Su: Suyun Hafızası ve Genetik İşlevi

Su, H2O kimyasal formülü ile yaşamın en temel kaynağını oluşturur. Renksiz fakat kızıl dalga boyları ile etkileşime geçtiğinde, ışığı hafif şekilde emmesi nedeniyle, mavi renge de sahiptir. Renksiz, kokusuz, şeffaf ve kristalli katı ya da sıvı halindeki su, yaşam formunun yapı taşını oluşturur ve evrensel döngüde de önemli paydaya sahiptir. Suyu formül bazında incelediğimizde; iki hidrojen atomu ile bir oksijen atomundan oluştuğunu biliyoruz. Bu noktadan yola çıktığımızda suyun; yakıcı madde olan oksijen gazı ile yanıcı olan hidrojen gazından meydana geldiği anlaşılır. Başka bir özümseme ile baktığımızda ise, yakıcı ve yanıcı maddenin birleşimden, sönmüş bir sıvı haline dönüştüğünü de algılayabiliriz.

   -Su yaşamın esas dengesi olmakla beraber, insan vücudu için önemli bir paydaya sahip. Bilindiği gibi insan vücudunun yaklaşık % 50-75’lik oranı sudan oluşur. Tabii ki ilgili oran, bireyin biyolojik özelliklerine göre değişkenlik gösterir. ( İnsan vücudunda, oksijen ağırlıklı olmakla beraber, Hidrojen gibi çeşitli elementler de yer alır.)

  -Su, en temel amacıyla insan vücudunun; oksijen dengesini ve tüm organların fonksiyonlarını, sağlıklı bir şekilde yerine getirmesi açısından önemli rol oynar.  Kan dolaşımı ile DNA etkileşimini sağlar ve beynin sağlıklı bir şekilde çalışması üzerinde etkilidir. Bir başka açıdan, sinir sistemi için önemli olan ve bilinci oluşturan, sinir hücresi-nöronların, evrensel düzeyde gezinmesinde önemli bir etkileşime sahiptir. 

İki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşan su; yağmur sularının toprakla buluşması ile akarsu oluşturduktan sonra mineral düzeyde özellik kazanır. Böylece insan vücudu için değerli hale gelir. Su, vücuda alındıktan ve sindirim sisteminde emildikten hemen sonra kana karışır ve kan dolaşımı ile vücudun tüm işlevsel kıvrımlarına dağılır. Böylece organların fonksiyonel özellikleri doğrultusunda kullanıldıktan ve işlendikten sonra vücuttan atılır.

Su ve Elementler

Su algısı ile evreni ve insan vücudunu oluşturan elementleri incelediğimizde; evrensel döngüde oran bazında, ilk sırada hidrojen vardır. Diğer elementlerden bazıları ise; hidrojen, helyum, oksijen, karbon, neon, demir, azot, silisyum vb. şeklindedir. Güneşi oluşturan elementler de aynı şekilde; hidrojen, helyum vb. gibi sayılabilir. İnsan vücudunda ise en büyük oran oksijen olmakla beraber, karbon, hidrojen ile nitrojen gibi elementler de bulunur. Suyun kimyasal formülünde ise; hidrojen ve oksijen yer alır.

 -Bu noktada önemli olan, aslında bilimsel terimlerin anlamsal yoğunluğu değil. Asıl algılanması ve düşünülmesi gereken etken; evreni oluşturan elementlerin, doğa döngüsünde iç içe bir akışa sahip olması ve tüm canlılar ile etkileşim halinde olmasıdır. Yani evrensel resme bakmak ve somut olandan yola çıkarak, soyut anlamsal ifadesi üzerine düşünerek anlamaya çalışmaktır.

Su, kimyasal formüllerden oluşan canlı bir forma ve genetik kodlara sahiptir. Genel tanımlama ile evrensel döngüdeki genetik işlev ile aynı esaslara dayanır. Aynı zamanda, insan ya da hayvan bedeni gibi elektriksel titreşimlere ve frekanslara da… Tüketmediğimizi düşündüğümüz her şeyi bir nevi su ile vücudumuza alırız. Suyun bileşen yapısı özümsendiğinde ve evrensel boyutta düşünüldüğünde… Su formunun evrensel akışta, gezinen bir bilgi deposu olduğunu varsayabiliriz.

Su ve Doğa Döngüsü

Su, asırlar boyunca, okyanuslarda, denizlerde ve bilmediğiniz gizemlerde dolaşan ve hiç bilmediğimiz topraklardan geçen bir yaşam sıvısıdır. Ölümün dahi, nefes aldığı bir sıvı… Yağmur damlaları bu sebeple, toprağa değdiği an eşsiz bir koku yayılır etrafa… İşte bu ölümün su ile buluşması… tüm bilgilerin kaynağıdır. Bu yüzden, kokusu da derinliğinize eşsiz bir duygu ile dokunur. Tüm yaşanmışlıklar ve ölüm doyasıya hissedilir. Toprağa değen su, ölümün değdiği insanoğlunun soğuk bedenine de değer.

Gökyüzünün uzuvlarında ve denizin derinliğinde karış karış, her toprak parçasının dipsiz kuytularında yer alan su… Bir güzellik abidesi olduğu gibi, gizemlerin ve şifaların, bilgilerin kaynağıdır. Bu sebeple su olmadan yeryüzünde bir nefes ve yaşam düşünülemez. İnsanoğlu yaşama, sığındığı bilgiler doğrultusunda ilerler ve işte bu bilgileri hep ileriye taşımasındaki etkenlerden biri de sudur.

Düşünün, evrenin tüm kıvrımlarında yansıyan bir ışık kristali olan suyu ve o suyun dünyanın tüm kıvrımlarında gezindiğini hissedin. Tüm gizemli dokunuşları içinde barındıran su, ne güzel bir gezgindir. Milyonlarca yıl, milyonlarca derinlik ve evrenin boşluklarında gezinen elementlerin yeryüzü buluşması gibi… Asırlar boyunca gezinen su, buz-sıvı-buhar gibi çeşitli fiziksel hallerden geçiş yaparak, sayısız canlı DNA’sı ile özdeşlemiştir. Aklımızın dahi alamayacağı kadar bitki ve canlı-hayvanla temasa geçmiştir.

Bilgi hafızasına sahip su tanımlamasının yansımaları ile daha önce hiç düşünmediğiniz şeylere odaklandığınızı da fark edebilirsiniz. Örneğin; eski hikayelerde de yer alan, şifa suyuna, bir de bu açıdan bakmak gerekir. Çünkü mitoloji, din, kuantum vb. her biri evren döngüsünde ve özümsenmesinde, farklı formlara sahip olsa da aynı sonuca çıkan işlevlere sahiptir. Önemli olan algısal bakış açısına doğru yönlendirmenin yapılmasıdır. Kuantum düşünce ile evrene, enerjiler doğrultusunda bağlanıldığı gibi dualar ile de aynı enerji yönlendirmeleri yapılır. Bilim ise insanoğlunun algılayabileceği ve keşfettiği teknolojik düzeyde, deneysel tespitlere ulaşır.

  Evrende suyun olmadığı söylenen noktalar varsayılsa da… İç içe bir döngü olan evrende, her boşluğun içinde gezinen suyun formülü doğrultusunda, suyun olmadığı bir enerji, su olmayan bir nokta olabilir mi?.. Sadece ilgili noktalar, insanların tespit edemeyeceği ve tanımlayamayacağı kadar şeffaf bir dokudur.

Bilgilerin suya kodlar ile işlendiğini varsaydığımız gibi, frekanslar ve titreşimler doğrultusunda da işlendiğini söyleyebiliriz. Tıpkı düşüncelerimizin evrensel döngüde, titreşimler yarattığı ve bizlere yansıdığı gibi; su ve her türlü besin de bir tür frekans yansıması olarak genetiğimize farklı şekillerde kodlar taşır ve bilgi işler.

Genetik Doğa Döngüsünde: Beslenme işlevi

 

 

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

1 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir