Varoluşun sanatla iç içe dans eden ritimleri, hakikatin fantastik salınımlarında da açıkça yansıma bulur. Dünyanın gelgitli yapısında savrulan hassas ruhlar istemsizce sanata yönelir. Ancak bu onların zayıflığından ya da dış dünyadan korktukları için değildir, aksine öncelikle farkında olmadan içsel boyutta varoluşun sancıları vuku bulduğu ve de içsel olarak karşı konulmaz bir arzuyla yaratım aşkınlığı içlerinde …
