Gözün evrimi ya da evrimleşme süreci canlıların yaşamın varoluşundan itibaren gelişen ve algılanan boyutta inceleme ve kategorileştirme aşamasına gelene değin uzun bir süreci kapsar. Pek tabii bilinen bir tarih algoritmasında bilebildiğimiz ölçüde elde edilen veriler neticesinde günümüze yansıyan- olağan bilgi dağarcığına ulaştığımız ifade edilmesi uygundur.
hayvanlarda çok çeşitli göz biçimleri bulunur, örneğin
- Yalın canlılarda gözler bedenin önünde, deride yer alan ışığa duyarlı hücrelerden oluşur. Söz konusu organların yapısı yalın ya da böceklerin bileşik gözleri, omurgalıların gözleri gibi daha gelişmiş olabilir.
- Sineklerin gözleri özellikle hareket ve renk ayırt edecek bir yapıdadır.
- Avcı kuşlarınkiler, insanda olduğu gibi başın önünde buna karşılık başka kuşlar tarafından avlanan kuşların gözleriyse daha geniş bir görme alanını kaplayacak biçimde başın iki yanında yer alır. İnsan, maymun ve bazı başka gelişmiş canlıların gözleri, özel biçimleri seçip tanıyabilirler.
Buna karşılık hayvanların çoğu, renkleri ancak bir ölçüde algılarlar. Bazı hayvanlarsa renk körüdür. Toprak altında ya da denizin derinliklerinde yaşayan bazı canlılarda, gözler işlevlerini bütünüyle yitirmiştir. Memelilerin gözleri kafatasının içindeki boşluklarda (göz çukurları) yerleşmiştir ve kaslar sayesinde her yönde hareket edebilir.
- Salyangozlar ve solucanlar ancak karanlık ile aydınlığı ayırt edebilirler; yalın gözlü eklembacaklılarsa ışığın yanı sıra, hareketi de belirleyebilirler.
Sinekler ve arılar küçük hareketleri, genel biçimi ve rengi algılayabilirler; ayrıca böceklerin birçoğu, insanların göremedikleri morötesi ışığı da görebilirler. Gözlerinin yapısı omurgalılara benzeyen ahtapot ve mürekkepbalığı, cisimleri net görebildikleri halde, üç boyutlu göremezler.
- Omurgalılardaysa, gelişmiş gözler çok farklı koşullarda ayrıntılı biçimde görmelerine olanak sağlar.
- Gece dolaşan canlılar, az ışıkta iyi görememeye karşılık, gündüz, ışığın şiddeti karşısında körleşirler.
Gözün evrimi: Göz ve gözün bölümleri:
- arka oda
- ora serrata
- silier kası
- kirpiksi bölge
- Schlemm kanalı
- göz bebeği
- ön oda
- Kornea
- iris
- lens korteksi
- lens çekirdeği
- silier cisim (kirpiksi cisim)
- konjunktiva
- alt oblik kası
- alt rektus kası
- medial rektus kası
- retinal arter ve venler
- optik disk
- dura mater
- santral retinal arter
- santral retinal ven
- Optik Sinir
- vortikoz veni (göz koroid veni)
- Tenon kapsülü
- makula
- fovea
- sklera
- koroid (damar tabaka)
- Süperior rektus kası
- Retina
- Akson
- Pigment hücreleri
- Corneagenous hücreleri
- Kornea hücreleri
- Rhabdom hücreleri
- Retina hücresi
- Akson
- İkincil pigment hücreleri
- Rhabdom
- Retinula hücreleri
- Kristal koniler
- lensler
- Birincil pigment hücreleri
Gözün Evrimi
Gözün evrimi, taksonlarda geniş ölçekte rastlanan özel bir homolog organ örneği olarak anlamlı bir çalışma konusu denilebilir. Gözün görsel pigmentler gibi bazı bileşenleri ortak bir atadan geldiği belirtilir. Yani bu pigmentler, hayvanlar farklı dallara ayrılmadan önce evrimlerini tamamlamıştır. Aynı zamanda görüntü oluşturma yeteneğine sahip, karmaşık gözler, aynı proteinler ve genetik malzeme kullanılarak birbirinden bağımsız olarak 50 ila 100 kere evrimleş olduğu söylenebilir.
- Karmaşık gözlerin, ilk defa 542 milyon yıl önce Kambriyen patlaması olarak adlandırılan, süratli türleşme döneminde evrilmiş olduğu öngörülmektedir.
- Kambriyen öncesinde gözlerin varlığına dair herhangi bir kanıt olmadığı ileri sürülür. Fakat Orta Kambriyen devrinde, Burgess shale olarak bilinen fosil yatağında, geniş bir çeşitlilik gözlendiği de ifade edilmektedir.
- Gözler, ait oldukları organizmaların ihtiyaçlarını karşılayan çok sayıda adaptasyon sergiler. Keskinlikleri, tespit edebildikleri dalgaboyu aralığı, az ışık seviyelerindeki hassasiyetleri, hareketi yakalama, nesneleri seçebilme ve renkleri ayırt etme becerileri bakımından farklılıklar gösterebilir.